Teröristlerin haberlerini vermek vatan hainliğidir
Teröristleri destekleyen siyasetçilerin haberlerini hala televizyonlarda veriyorlar. Bunlar askere, polise silah sıkan, vatanı bölmek için uğraşan adamlar. Bu adamların haberini vatanını, milletini seven bir kanal, radyo, televizyon veremez.
Askerlerimizin, polislerimizin bizi korudukları gibi sen de onları muhafaza eyle ya Rabbi! Bu teröristleri kahreyle ya Rabbi! Ellerini kurut, başlarını beladan kaldırma ya Rabbi! Destek olanları da kahreyle ya Rabbi! Bunlara yan çıkanları da kahreyle ya Rabbi! Bu vatan hainlerini sen mağfiret eyleme ya Rabbi! Dünya ve ahirette azap eyle.
KARDEŞİ DAĞDA, ABLASI BAYIRDA
Bu televizyonlar hala bu adamların haberlerini veriyor yahu. Bu bozuk adamları, bunları destekleyen siyasetçileri veriyorlar. O siyasetçilerin hepsinin ya kardeşi dağda, öbürünün ablası bayırda, diğeri cenazede. Ne kadar terörist, dinsiz, kitapsızın cenazesi varsa bunların vekilleri orada oluyor. Bu adamların nasıl haberlerini veriyorsunuz yahu?! Haber kanalı da olsa bunların haberlerini vermemesi lazım. Bunlar gayri meşru. Bunlar teröristin destekçisi. Askere, polise silah sıkan, vatanı bölmek için uğraşan adamlar. Bu adamların haberini vatanını, milletini seven bir kanal, radyo, televizyon veremez. Vermek vatan hainliğidir. İkide bir bu adamların basın toplantılarını veriyorlar. “Şuraya gitti, şuradan geldi, şöyle yaptı” diye haberlerini veriyorlar. Niye bunları meşrulaştırıyorsunuz arkadaş?!
YAYGINLAŞTIRIYOR, MEŞRULAŞTIRIYOR
Güya milliyetçi geçinen kanallarda da bunlar var. Bizim Flash’da da veriyorlar. Flash benim sohbetlerimi çok verir. Hala da vermeye devam ediyor. Bakıyorum onlar da uzun uzun haberini veriyor. Yahu ben seni biliyorum, sahibini tanıyorum. Siz vatanını seven, milliyetçi adamlarsınız, biliyorum. Peki, niye bunu yapıyorsunuz ağabey? Hacı ağabey, hoca ağabey ne lüzum var teröristlerin haberlerini veriyorsunuz? Bunların haberlerini vermek, bunları yaygınlaştırır, meşrulaştırır. Adamın vatanın, milletin aleyhine konuştuklarını haber diye veriyorlar. Memleketin aleyhine konuştuğunu, askerin, polisin aleyhine konuştuğunu veriyorlar. Böyle şey olur mu? Ben şaşırıyor, kalıyorum yahu. Bunun zerresini Erbakan Hoca’nın adamları yapmadı, 40 kere partisini kapattı, 40 kere hapislere girdi. Neler çekti adamcağız.
DEVLETİN İŞİNDEN ANLAMADIM
Bu adamlar vatan haini, ülkeyi bölmek için uğraşıyor, memlekette de geziyor. Bir de bunlara koruma polisi vermişler. Geçenlerde de koruma polisine bir şey oldu. Yahu bu adama niye koruma polisi veriyorsunuz? Zaten yanındaki polisi vuruyor. Bu adam zaten boşta bulsa polisi vuracak. Buna bir de koruma polisi veriyorlar. Ben bir şey anlamadım bu devletin işinden. Allahım akıl, fikir ihsan eyle. Allahım bu teröristlere zerre kadar itibar verme ya Rabbi! Bunların bütün itibarını sıfır eyle ya Rabbi! Bu millete hakkı anlat, hakka uydur ya Rabbi! Batılı batıl bildir, batıldan sakındır ya Rabbi!
BUNLAR MEŞRU DEĞİLLER
Ben şaşırdım yani. Bu işlere aklım ermiyor. Adam kanal açmış, milliyetçi geçiniyor sonra da veriyor teröristin haberini. Yahu ne veriyorsun? Bunların haber değeri yok. Meşru değiller. Vatanın bölünmesi için uğraşıyorlar, nasıl haber olacak bunlar? Yazık yani.
NEYSE Kİ 2 BAKAN GİTTİ
Neyse 2 bakan için bir şeyler dedik o arada onlar gitti. Ben dedim diye gitmedi de tabi. Mevla bilir. Bizde buralarda rey falan istemiyoruz ama boşuna da oturmuyoruz. Bir âmin demek var yani. Bir dua hakkımız var. Bu kadar cemaatin âmin demesi var. Bu âminlerin içinde de mutlaka kabul olanlar var. Onun için istikamet üzere siyaset yapanlara duacıyız, vatanı bölmek isteyene hainlere bedduacıyız. Bu kadar basit.
DEVEYi BAGLA VE TEVEKKUL EYLE
Elli dört farzdan dokuzuncusu “Bütün işlerinde Kâfi’l-mühimmât (mühim işleri halletmeyi üstlenmiş) olan Allâh-u Zülcelâl’e tevekkül etmek”tir. Allâh-u Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Sen (ölümlülere güvenmeyi bırak da, kâfirlerin şerlerinden kurtulmak ve maddî imkânlarına muhtaç olmamak için,) O ölmeyecek olan diriye tevekkül et(; sadece O’na güvenip tüm işlerini ancak O’na ısmarla).” (Furkan Sûresi:58)
GÜÇSÜZLÜKLE İTİMAT ETMEYİN
Yine Allâh-u Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Böylece ancak Allâh’a tevekkül edin! Eğer (Allâh’ın sözüne) inanan kimseler olduysanız(, böyle yapmanız gerekir, çünkü îmân her işte Allâh’a güvenmeyi gerektirir).” (Mâide Sûresi:23)
Yani Hakk’tan başkasına izhâr-ı acz ile (güçsüzlük arz ederek) tevekkül ve itimat etmeyiniz.
İNSANLARIN EN KUVVETLİSİ
Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Her kim ki insanların ekremi (en değerlisi) olmak kendini mesrur ederse, Allâh’tan korksun. (Takva sebebiyle insanların ekremi olur.)
Her kim ki insanların ekvâsı (en kuvvetlisi) olmak kendisini sevindirirse Allâh-u Teâlâ’ya tevekkül eylesin. (Hakk’a tevekkül sebebiyle insanların ekvâsı olur.)
Her kim de insanların eğnâsı (en zengini) olmak kendisini mesrur ederse, Allâh’ın (kudret) elinde olan rızka kendi elinde olan rızıktan evsak (daha çok güvenici) olsun.
(Allâh indinde olan rızka itimadı, yanında olan rızıktan daha fazla olsun. Zîrâ yanında olan şey az ve fânîdir. Allâh’ın elinde olan şey ise çoktur ve bâkidir.)” (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:12)
SEBEPLERE TEŞEBBÜS MANİ DEĞİL
Bir gün bir A’râbî Cenâb-ı nübüvvet penâh Efendimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Hazretlerine gelip, devesini taşrada başıboş salıvererek meclisi saadetlerine girmiş. “Deveyi neyledin” diye A’rabiye sual buyurmuşlar. “Deveyi salıverdim ve Allâh-u Teâlâ’ya tevekkül eyledim” dediğinde:
“Deveyi bağla ve Allâh-u Teâlâ’ya tevekkül eyle.” (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:13) buyurmuşlar ki bu: “Sebepleri elden bırakma. Sebeplere teşebbüs, tevekküle mâni değildir” demektir. Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Herkim ki Allâh-u Teâlâ’ya tevekkül eyler ve ihsan eylediği rızka kanâat eylerse, o tevekkül ve kanâat, talep makamına kaim olur. (İstemesine ve aramasına hâcet bırakılmadan rızıklandırılır.)” (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:13)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.