Cübbeli Ahmet Hoca

Cübbeli Ahmet Hoca

Doğum Gününüzü Hicri Takvime Göre Kutlayın

Doğum Gününüzü Hicri Takvime Göre Kutlayın

Birçoğunuz hicri olarak hangi tarihte doğduğunuzu hala bilmiyorsunuz. Herkesin Allah indindeki yaşını bilmesi lazım. Doğum gününüzü de hicri takvime göre kutlayabilirsiniz. Ama doğum günü partisi yapacak halimiz yok tabi ki.

Senenin sonunu kapatıyoruz. Bir hesap kapatma zamanı geldi. Nasıl ki muhasebe defteri tutanlar defter kapatırlar, maliyenin kontrollerine karşı açık bir hesap bırakmamak için girdiyi çıktıyı denetlerler. Biz de bu şekilde ömrümüzün muhasebesini tutmak durumundayız. 

Çoğunuz hicri olarak hangi ayda doğduğunuzu hala bilmiyorsunuz. Miladi olarak doğru biliyorsanız internette cetveli var oradan hicriye çevirebiliyorsunuz. Benim doğum tarihim olan 27 Şubat 1965 yazdığın zaman 25 Şevval 1384 çıkıyor. Böylece benim Allah indindeki yaşım çıkıyor. 

GÂVUR GİBİ MUM ÜFLENİR Mİ?

Allah indinde 60’a ulaşanın müjdesi var, 70’e ulaşanın müjdesi var. Bunları bulmak için lazım. Belki ben 58 yaşında vefat edecek olsam Allah indinde 60’ı geçmiş oluyorum. Dolayısıyla 60’ın müjdesini almış oluyorum.

Böylece hicri hesaba göre kendi doğum gününüzü bulmuş olursunuz. Mesela 25 Şevval geçti. Benim yaşım 52’yi geçti artık. Mesela o 25 Şevval gününde bir doğum günü kutlaması yapabilirsiniz. Parti vermezsin tabi ki. Doğum günü partisi yapacak halimiz yok. 

Pastalara mum sokacak halimiz, mum üfleyecek halimiz yok. Gâvur gibi mum üflenir mi? Ama kutlama var. 

Nasıl kutlama yaparsın peki? 

Doğduğun günde oruç tutarsın mesela. “Hocam hiç öğrenmesek daha iyi bunu” diyenler olabilir.

KARINIZIN YAŞINI HESAPLAMAYIN!

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) niye pazartesiler oruç tutuyordu? Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) her hafta tutuyordu. Sen bari senede bir kere doğduğun gün tut. “Ama doğduğum gün cumartesi” deme. 

Öyle olmaz. Hicri takvimde doğduğun gün hangi güne denk gelirse o gün. O değişir. Mesela benim için 25 Şevval. Senin itibar edeceğin budur.

Şimdi buna göre bir hesap kitaba başlayın. Bir defa Allah indinde yaşınız kaç bunu hesaplayın. Karınızın yaşını hesaplamaya kalkmayın siniri bozulur. Çünkü miladi takvime göre bir-iki yaş fazla çıkıyor. Onunla uğraşmayın. 

Hanımlar isterlerse kendileri yaparlar. Siz sakın “Hanım senin yaşını da bulalım” demeyin. Böyle konuları karıştırmayın. Ne lüzum var?! Kadınlar bu işlerde hassastırlar. 

Onun için ona dokunmayın. Siz kendi hesabınıza bakın. Size “Benim yaşımı da bul” derse o zaman bulursunuz. O istemezse siz bir şey demeyin. 

BUNLAR GÜZEL ADETLER

Bunun üzerine seneleri bu şekilde takip edin. Kendi senenizin yaş dolumu, orada yeni yaşa geçmeniz var. Orada mutlaka şükredin. Mesela 63 yaş. Allah göstersin, kavuştursun. 63 yaş Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)in vefat ettiği yaştır. Buhara meşayıhı 63 yaşına kavuştukları zaman kurban keserlerdi. Fakir, fukaraya yedirirlerdi. Niçin? Kainatin Efendisinin ömrünü gördüm diye. Bunlar güzel adetler. Tabi ki miladiye göre 63’ü kastetmiyoruz. Miladide 60,5 falan olunca hicride 63 oluyorsun. Dolayısıyla senin bunu bilmen lazım ki o yaşta Allah nasip ederse bir kurban kesebilirsin. Fakir, fukaraya dağıtabilirsin. 

YARATILIŞ NİMETİNE ŞÜKÜR edin 

Bunların hepsi hicri senedeki yaşını bilmene bağlı. Ondan sonra da özellikle doğduğun günü oruçla, Allah’a şükürle geçirmek lazım.  Varlık nimetine, yaratılış nimetine şükür. Fitre diyoruz. Fıtre nedir? Fıtra, fıtrat yani. Her sene ramazan-i şerifte yaratılış parası ödüyoruz. Bu seni Allah’ın var etmesinin ücretidir. Çok ufak bir şey, 11.50 TL. Az bir para gibi görülüyor ama sen zenginsen 11 bin 500 TL ver. Paran varsa o kadar da verebilirsin. Hal böyle olunca hicri hesapla doğduğun günün de fitresi verilebilir. Yaratılış günün olması hasebiyle… 

Tutabilirsen oruç şükür içindir. Tutamazsan fakir, fukaraya biraz sadaka versen bile olur. Bunlar güzel şeyler.

SABIR İMANIN YARISIDIR

Ellidört farzdan on ikincisi “Sabır”dır.

Allâh-u Teâlâ şöyle buyurmuştur.  “(Karşılaştığınız zorluklara karşı) sabredin! Şüphesiz ki Allâh(ın yardım ve desteği) sabredenlerle beraberdir.” (Enfâl Sûresi:46)

Allâh-u Teâlâ şöyle buyurnuştur:  “Muhakkak ki Allâh-u Teâlâ sabreden kullarını sever.” (Âli İmrân Sûresi:146)

İSTENMEDİK ŞEYE SABIR

Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

 “Sabır îmânın yarısıdır.” (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:15) Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

 “Sabır, cennet hazînelerinden bir hazînedir.” (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:15-16)

Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

 “İstenmedik şeye sabretmekte çok büyük hayır vardır.” (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:16)

DİRLİĞİMİZİN HAYRI

Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

 “Eğer sabır adam olsaydı, onun ismi (iyi kimse mânâsına gelen) kerîm olurdu. Allâh-u Teâlâ sabredici kullarını sever.” (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:16)

Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) e îmândan sorulduğunda:   “(Îmân) sabırdır ve cömertliktir.” diye cevap buyurdu.

Ömer (Radıyallâhu Anh)  

şöyle buyurdu:  “Şüphesiz ki 

biz dirliğimizin hayrını sabretmekte bulduk.  Zâten mü’minin hayrının tamamı bir ân sabretmektedir.” (Salâhî Efendi, 

Ellidört farz şerhi, sh:16)

CEMAATE DEVAM ETMEK, ÎMANLI ÖLMEYE SEBEPTiR

Eğer siz cemaatten geri kalıp evinde kılan şu kimse gibi, evlerinizde kılsanız elbette Rasûlüllah’ın sünnetini 

terk etmiş olursunuz. 

Abdullâh ibni Mesûd (Radıyallâhu Anh)ın şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: “Her kimi yarın (âhirette) Allâh-u Teâlâ’ya Müslüman olarak kavuşması memnun edecekse, ezanları okunduğu yerlerde işte şu namazlara (cemaatle) devam etsin. 

DOĞRU YOLLAR

Şüphesiz Allâh-u Teâlâ, sizin peygamberinize sünen-i hüdâ (doğru yollar) meşrû (tayin) etmiştir. Bu namazlar da süneni hüdâ’dandır. 

Eğer siz cemaatten geri kalıp evinde kılan şu kimse gibi, evlerinizde kılsanız elbette peygamberinizin sünnetini (yolunu) terk etmiş olursunuz. Peygamberinizin sünnetini terk edince de elbette sapıtmış olursunuz. 

Herhangi bir kişi güzelce (dikkatle) abdest alır da şu câmilerden birine gitmeyi kastederse mutlaka Allâh-u Teâlâ (o yolda) attığı her adıma karşılık o kişiye bir hasene (sevap) yazar, onun sebebiyle onu bir derece yükseltir ve ona mukabil ondan bir günahı düşürür.” 

(Müslim, Mesâcid:257, no:1488, sh:264; Ebû Dâvûd, Salât:46, no:550, 1/373; Neseî, İman:5; İbni Mâce, Mesâcid:14, no:777, 1/255-256; Ahmed ibni Hanbel: 1/382, 415, 419, 455; Beyhakî, Şu‘abu’l-îmân, no:2605, 4/341; es-Sünenü’l-kübrâ, 3/58; Taberânî, el-Mu‘cemu’l-kebîr, no:8596-8607, 9/122-127; Abdurrezzâk, el-Musannef, no:1979, 1/516 )

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Cübbeli Ahmet Hoca Arşivi