Siyasi para
Deniz Feneri davası sıradan bir yolsuzluk olayı sayılamaz. Kayıt dışı paraların bir medya kuruluşunu desteklemek için kullanılması olayı siyasi alana kaydırıyor.
Yargının bir olaya müdahalesi genellikle güvenlik güçlerinin bu olayı öğrenmesi, gerekli incelemelerin yapılmasından sonra yargıya taşıması biçiminde olur. Yani baş rolde güvenlik güçleri vardır.
Geçmişte Almanya üzerinden bir çok siyasi kuruluşa ve harekete benzer biçimde destek sağlandığı, bir yargı kararına dayanmadığı için biliniyor sayılmasa bile, herkesin hissettiği bir durumdur. Bu gibi siyasi para trafiğinin sadece bu ülkeye özgü olmadığı, bir çok ülkenin Türkiye’deki siyaseti etkilemek için parasal destek sağladığı ya da bu gibi olaylara seyirci kaldığı bir gerçektir. Ayrıca siyaseti yönlendirmek için kullanılan paralar, söz konusu davada olduğu gibi, önemsiz miktarlarda değildir ve ülkedeki ekonomik dengeleri etkileyecek boyutta olabilmektedir. Mesela bir ülkeye yönelen yabancı sermayenin ansızın kesilmesi ve bir ekonomik kriz yaratılması sadece ekonomik nedenlerle açıklanamaz ve arka planda siyasi bir proje vardır.
Bir yolsuzluğa karışanların yargılanıp cezalandırılması doğaldır ama bunun arkasından yapılması gereken başka şeyler de vardır. Olaydan siyasi açıdan yararlananlar ya da bundan zarar görenlerin ortak bir konuda birleşmeleri gerekir. Olayın arka planındaki siyasi hedefler araştırılmalı ve bu gün yarar sağlayanların başka bir gün benzer bir operasyona maruz kalabilecekleri hesaplanmalıdır. Yani olayın iki boyutu vardır ve ikinci boyut herkesi aynı ölçüde ilgilendirir. Bu boyut ülkemize yönelik siyasi para trafiğinin nasıl kullanıldığının ve bununla ulaşılmak istenen hedeflerin tespitidir.
Siyaseti etkilemek için genelde sivil toplum kuruluşları kullanılır ve bunların faaliyetleri bir suç oluşturmaz. Bunların dışarıdan desteklenmesi doğal karşılanır ve bir düşüncenin savunulması olarak algılanır. Bunlara müdahale özgürlüklere karşı bir tavır olarak algılanır. Bu kuruluşlar kişileri ya da kuruluşları parasal olarak desteklerler ve siyasi hedeflerine uygun bir kamuoyu yaratırlar.
Devletin ekonomik araçları kullanarak ülke ekonomisini yönlendiren ya da düşünce yaymak adına siyaseti etkileyenlere karşı bir savunma mekanizması kurması gerekir. Bu savunma aynı silahları kullanarak yani ekonomik araçlarla projeyi etkisiz kılmak ya da başka düşünce kuruluşlarının desteklenmesi biçiminde olabilir.
Deniz Feneri davasının aynı boyuttaki başka bir yolsuzluk olayının çok ötesinde ilgi çekmesi olayın siyasi bir nitelik taşıması nedeniyledir. Bu olaydan hem yararlanmak isteyenlerin hem de üstünü örtmeye çalışanların tavrı yanlıştır. Her iki taraf da davanın hukuki yanını adalete bırakıp ülkemize yönelecek benzer siyasi operasyonlara karşı ortak bir tavır almalıdır. Sık kullandığım bir sözü tekrar etmek istiyorum: Bir gün bahçenizde bir yılanın başını ezilmiş olarak görürseniz memnun olmayın. Bu gün yılanın başını ezen yarın sizin başınızı ezebilir. Yapanı bulun ve ona karşı dikkatli olun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.