Biz bir kanal kurduk fakat yeterli değil. Bâtıla davet eden adamların 50 tane kanalı var. Kimi peygamberim diyor, kimi Mehdiyim, kimi Mesihim diyor. Kimi namaza lüzum yok diyor. Kimi dans ediyor, kimi kadınlarla oynuyor. Ama din adına yapıyor bunu.

Dine davette yardım istenir. Biz bir kanal kurduk. Nereye gitsem izleniyor elhamdülillah. Kime sorsam haberi var. Açık, saçık kadınlar zannediyorum internetten takip ediyorlar. Onun için “Kanal da açıldı her gün sohbet var. İnternetten daha kolay” diyorum. “Biliyoruz, biliyoruz. Onu da seyrediyoruz” diyorlar. Ben tiplerden, şekillerden dolayı şaşırıyorum tabi. “Allah Allah Lalegül’ü bunlarda bulmuş” diyorum. 

DAVET BİZDEN HİDAYET MEVLA’DAN

Şimdi bu kanal niye kurulmuş? Ehl-i Sünnet Velcemaat’e hizmet için, dine davet için kurulmuş. Dinleyen adam namaza başlıyor, dua ediyor, zikir yapıyor. Zaten “Namaza başladım” diyenin haddi hesabı çığırından çıkmış. Bir gün çarşıyı, pazarı biraz gezsem belki 50 kişi “Namaza başladım” diyor bana. Demek kalabalığa falan girsem ne kadar çok duyabiliriz. Bu bir kamuoyu yoklamasıdır. 

Havaalanında rastlıyorsun, orada, burada rastlıyorsun. Kastamonu’ya gidiyorsun orada rastlıyorsun. Allah nasip ediyor, tesirini halk ediyor, insanlar namaza başlıyor. Davet bizden hidayet Mevlamızdan. 

ALLAH’IN YARDIM ETSİN

Biz vesile olabilirsek ne mutlu bize. Adama “Bak şu kanala bu kadar davet oluyor. Bunun masrafı var. Bu değirmenin suyu nerden geliyor? Bunla ilgilenin. Artık reklam mı verilecek, millete mi tebliğ edilecek? Bunun daha ilerlemesi, cihazlarının daha gelişmesi için, birçok platforma girip her yerde bulunması için, kolayca ulaşılması için bir hizmetler gerekiyor” diyorum. Herkesin kendine göre bu hususta etkisi, etkinliği var. Adam bana “Yahu Allah’ın dininin şeyi sana mı kaldı hoca? Durduğun yerde dur, boşver. Allah’ın dini yürür” diyor. Yürür ama benden yardım istiyor Allah-u Teâlâ. Kur’an “Allah’ın yardımcıları olun” diyor. Yani sana vazife verilmese zaten ben vazifemi ihdas ediyorum?! Ortalığa çıkıp icat mı çıkarıyorum?! “Allah’ın yardımcıları olun” diyor. 

HİZMETLERİN YÜRÜMESİ LAZIM

Bakın İsa (Aleyhisselam) yardım istedi. Koca peygamberdi, ölüleri diriltiyordu. Benim ne önerim var? Mucizem zaten yok peygamber değilim. Kerametim yok evliya değilim. Normal Müslüman bir vatandaşım. Ben Cübbeli Ahmet olarak küp küp altın nerde bulacağım da bu hizmeti yürüteceğim?! Babam zaten iflas etmiş durumda 15 senedir. 

Eski variyetimiz yok ki bizim. Ben birkaç kitabımın telifiyle falan millete muhtaç olmadan, sadaka, zekât yemeden kendi paramla geçinmeye çalışan bir adamım. Ama bu hizmetlerin yürümesi lazım. Daha ilerlemesi lazım. Bu televizyon yeterli değil ki. 

KADINLARLA DANS EDİYOR

Bâtıla davet eden adamların 50 tane kanalı var. İnsanları saptıran adamlar en kaliteli kanallara sahip. İsim vermek istemiyorum reklama girmesin diye. Her türlü ulaşım ağlarının hepsine girmişler adamlar. Para bol heriflerde. Ama batılâ davet ediyor. Kimi peygamberim diyor, kimi Mehdiyim, kimi Mesihim diyor. Kimi namaza lüzum yok diyor. Kimi dans ediyor, kimi kadınlarla oynuyor. Ama din adına yapıyor bunu. Öbür türlü dans yaparsa bana ne? Aç dans kanalını, canın dans istiyorsa onu seyret. Günahı sana, beni alakadar etmez. Ama din adına yapıyor! Bu adamları görüyorsunuz. 10-20 tane kanal var. Şia’nın kaç tane kanalı var. Şimdi biraz takiyye yapıyorlar. Ben biraz foyalarını ortaya vuruyorum çünkü. 

HAYVANLAR BİLE LANET EDİYOR

Sahabeye küfreden ve sahabeye kâfir diyen bir adam çıkmış konuşuyor mesela. Kâinatın Efendisi “Benim sahabeme sövüldüğü zaman bildiğini gizleyen Allah’ın indirdiğini gizlemiş olur” buyuruyor. “Sahabemin fazileti hakkında bildiğini gizleyen Allah’ın indirdiğini gizlemiş olur” diyor. Kur’an’da “İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan âyetleri insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya mutlaka onlara Allah lanet eder. Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler” (Bakara-159) buyruluyor. Bu ayetin tefsirinde, bütün hadislerde geçiyor. “Kurtlar, kuşlar, küçücük böcekler bile ‘Ya Rabbi bunlara lanet et’ diyor.” Çünkü onların uğursuzluğundan yağmur kesiliyor, rızık kesiliyor. Bu hayvanlara da dokunuyor. Bu sefer hayvanlar bile lanet ediyor. Çünkü “Sahabeme lanet edildiği zaman bildiğini gizleyen” diyor. Sen sahabeye lanet okutturursan, Hazreti Muaviye gibi sahabenin fakihlerinden olan bir zata kafir dedirttirirsen ben bunu açıklamak zorundayım. Gizlediğim zaman Allah’ın laneti üzerime oluyor. Ben niye lanete gireyim arkadaş!

CENNETİ İTAATKAR OLANA VAAD ETTİ

Elli dört farzdan on altıncısı “Huccet ile amel etmek”tir. Çünkü Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur: “De ki: Haydi delilinizi getirin!” (Bakara Sûresi:111)

Enes ibni Mâlik (Radıyallâhu Anh) dan rivâyete göre Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

EY MAHŞER HALKI

 “Kıyamet günü olduğunda bir münâdî şöyle seslenir: ‘Ey cem ehli (mahşer halkı)! Huccetinizi getirin ve Efendinizden cezanızı (karşılığınızı) alınız.

Eğer huccetiniz olmazsa Efendinizden ceza talep etmeyiniz. Zîrâ Efendiniz cenneti her itaatkâr olana vaat eyledi. Cehennemi ise her âsi olana vaat eyledi. Ondan sonra: 

AHMAK VE DÜZENSİZ

“O takvâ sahipleri(nin değerini açıklamak) için cennet hiç de uzak olmayan bir şekilde yaklaştırılmıştır (ki, böylece onlar cennete doğru yürüme zahmetine dahi sokulmamıştır)!

(Bu müjde, Allâh-u Teâlâ’ya) çokça yönelen ve (Allâh’ın sınırlarını) iyice koruyan herkes için(dir)!

(O gün onlara:) ‘Sürekli vaat olunduğunuz şey işte buydu!’ (denilecektir.)” (Kaf Sûresi:31-32) âyet-i kerîmesini okudular.

Rasûlüllah (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur. 

 “Allah-u Zülcelâl bu ümmete ulemâ (âlimler) ve zuafâ (güçsüzler) sebebiyle nazar (rahmet) eyler, zîrâ ulemâ benim vârislerimdir, zuafâ ise benim dostlarımdır.” 

Ondan sonra buyurmuşlar ki: 

“İnsanlar üç kısımdır; biri âlim, biri müteallim (talebe), biri de müstemi‘ (dinleyen)dir. 

Bunların dışındakiler ahmak ve düzensiz kimselerdir ki onlarda hayır yoktur.” (Salâhî Efendi, Ellidört farz şerhi, sh:20)