İstanbul Yenibosna Mehmet Akif Camii’nin müdavimlerinden ve cemaatinden olan emlak alım satımıyla uğraşan Mesut Bilici mücerrep rüyalarıyla tanınır, bilinir. Seçimlerden önce caminin şadırvanında karşılaştım ve seçimlere dair bir rüyasının olup olmadığını sordum. Seçimlere günler kala şu rüyasını aktardı, paylaştı: Çamurlu bir duvardan tırmanıyorduk. Çamurlara tutunarak yukarıya doğru çıkıyordum. Arkamda Ahmet Davudoğlu vardı. Önce tutunamadı ve geri düştü. Ardından ikinci hamle yaptı ve çatıya kadar çıktık. Çatıda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan vardı. Derken akabinde rüyada önüne, karşısına mustazaflarla ve mazlumlarla dolu bir labirent veya dehliz çıkıyor. Suriye’den ve diğer sair ülkelerden toplanmış mültecileri görüyor; dua edip Allah’a yakarıyorlar. Ahmet Davudoğlu’nun ilk hamlede çamurlu duvardan aşağıya düşmesi 7 Haziran seçimlerini kaybetmesini akla getiriyor. Buna hamledilir, öyle tevil ve tabir edilir. 

  Mesut Bilici’nin rüyada gördükleri gerçekte de yaşanmıştır. Seçimlerin ardından TRT Arapça Kanalı’nda karşılaştığımız Yemenli akademisyenlerden Abdulbaki Şemsan’ın anlattığına göre, mazlum İslam ülkelerinde; Yemen ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde seçimlerle alakalı olarak insanlar itikaflara girdi ve duaya niyaza durdular. Yürekleri ağızlarında bir biçimde seçimleri takip ettiler. Bu yüzden zafer, onların zaferidir. Filistinlilerin Gazzelilerin, Suriyeli mazlumların duası müstecap ve etkili olmuştur. Hatta AK Parti’ye oy veren seçmenlerden daha fazla sevindikleri söylenebilir. Gazzeli Macid Azzam da seçim sonuçlarını üç amil ve faktöre bağladı. Mazlumların ve mustazafların yegane ve tek sığınağı olarak kalan, sivrilen Türkiye’nin Allah’ın mahfuziyeti altına girmesi ve siyanet kanatlarıyla kuşatılmasıdır. Hatta seçimlerin arifesinde bir Rus radyosu AK Parti’nin seçimleri kaybetmesi halinde bunun Suriye politikalarının bir yansıması ve halkın bu politikaları cezalandırması yahut tepkisi olup olmayacağını sordu. Tam tersine mazlumların ve mustazafların Allah’a malum halleri AK Parti’nin zaferinin arkasındaki temel faktör olarak belirmiştir. Öteki hanelerindeki bütün yanlışlarını bu doğru kapatmıştır. İkinci faktör ise ümmetin duasıdır. Ümmet de Aynu’l Calut’ta Mısır, Çanakkale’de Anadolu gibi yine Türkiye’yi İslam’ın son kalesi olarak görmüş ve dualarını dualara eklemiştir.  Macid Azzam üçüncü neden veya amil olarak da ortak Türk aklı veya seçmenini göstermiştir. Buna sağduyunun galibiyeti de denebilir. 

***

7 Haziran seçimlerinde halk veya seçmen AK Parti’ye ders verdi lakin sonrasında muhalefetin de elinin boşluğunu gördü ve geleceğini muhalefete emanet edemeyeceği ortaya çıktı. Muhalefet korkusuyla, meçhul gelecek korkusu birleşince kararını yeniden gözden geçirdi ve bir kez daha AK Parti’yi tercih etti. Bu da, mevcut denklemde AK Parti’nin alternatifsiz olduğunu gösterdi. Millet muhalefete bir fırsat verdi lakin fırsatı tepti, değerlendiremedi. Taciz edici şartlar dikte etmeye kalktı, sonuçta millet tarafından elendiler. Hüsrana uğradılar.  

 Suriyeliler civarda ve dünyada bikes ve sığınaksız kaldılar. Türkiye’yi son sığınakları olarak bellediler. Haksız da sayılmazlar. Batı ile Doğu arasında itildiler, kakıldılar. Bu nedenle de ne olursa olsun Türkiye’de tutunmaya çalışıyorlar. Başka ocakları, tutamakları da yok. Zulme bir de nifak eklenmiştir.  Rusya-İran ekseni zulmün Batı ise nifakın temsilcisi olarak Esat’ı siyasi olarak ayakta tutmaya, yeniden yürütmeye kalkışmışlardır. Belki de Suriye meselesiyle samimi olarak ilgilenen tek başkent Ankara  kalmıştı. İşte bu kader oylamasıyla birlikte mahalli düzeyde, renkte, tonda  ama uluslararası ve bölgesel boyutta bir seçim gerçekleşmiştir. Nitekim, seçim sonrasında Al Arabia Kanalı’nın stüdyosundan çıkarken Mahmut Osman Bey’le ortak dostumuz olan Ahmet Ramazan Bey’le karşılaştım. Kendisi Suriyeli, bu münasebetle benimle sevincini paylaştı. ‘Değerini erbabı bilir’ dedikleri gibi Türk seçmenlerden daha sevinçli idi ve şunları söyledi: AKP, seçimlerde 23 milyon oy aldı. Bu aslında 23 milyon Suriye halkının gizli ve manevi ve gölge oylarıyla ikiye katlanmaktadır.  Bu onların gönüllerindeki oyun sandığa yansımasıdır. 23 milyon Suriyeli de içten Allah’a yakardı ve manen oyunu AK Parti’den yana kullandı. Binaenaleyh AK Parti seçimlerde 23 milyon değil tam 46 milyon oy almıştır. Kısaca kazanılan zafer dünya mazlumlarının, mustazaflarının ayrıca baş mustazaf konumuna gelen Suriye halkının zaferi ve dualarının sandığa yansımasıdır. Mustazaflara ilahi bir armağandır. Millete ve ümmete ve mazlumlara hayırlı olsun.