Gemiyi Batırabilirler
GAZETECİ âdi bir suç işler ve o yüzden mahkemeye düşerse, mahkeme onu mahkum ederse, bu medya hürriyetine darbe mi olur? Elbette olmaz.
Fikir, görüş, tenkit hürriyeti sonsuz mudur, yoksa sınırları var mıdır?
Yalan söylemenin, iftira etmenin, sövüp saymanın hürriyeti olur mu?
Yıkıcı muhalefet ne demektir?
Şiddetli, azgın, ölçüsüz muhalefet yaparak gemiyi tehlikeye sokan kimseler iyi mi yapıyor, kötü mü?
Halkın yüzde kırkından fazla oy almış bir iktidarı sivil darbeyle yıkmaya çalışmak doğru mudur?
Diyelim ki, iktidar çok kötü… Onu darbeyle devirmek isteyenler ondan daha kötü olmaz mı?
Türkiye’de çoğulcu bir düzen olduğuna ve serbest seçimler yapıldığına göre halkın büyük çoğunluğu kötü dedikleri bu iktidarı niçin destekliyor? Halk muhalefete güvenmiyor mu? Halk onlardan korkuyor mu?
Normal, âdil, insaflı, olumlu muhalefet yapanları tenzih ederek yazıyorum.
Azgın muhalifler dolaylı şekilde PKK’yı ve terörü destekliyor.
Onlar 28 Şubatçı’dır.
Onlar, çoğunluğun din, inanç, inandığı gibi yaşamak hürriyetini tanımıyor.
Onlar egemen azınlık vesayet iktidarı taraftarıdır.
Onlar millî kimliğe ve millî kültüre düşmanlık ediyor.
Onlar tarihî devamlılık değil, kopukluk taraftarıdır.
Onlar Dönmeler diktatörlüğü yanlısıdır.
Onlar, laiklik adına Müslüman çoğunluğu ezmek köleleştirmek istiyor.
Onlar, M. Kemal’in ölümünden sonra fabrike edilmiş Kemalizm ideolojisinin iflah olmaz fanatik holiganlarıdır.
Onların Altın Çağ dedikleri devirde korkunç yolsuzluklar yapılmıştır. Bu konuda niçin susuyorlar?
1920’li, 30’lu yıllarda inançlarından, düşüncelerinden, tenkitlerinden dolayı çok adam asılmıştır. Bu idamlar âdil miydi?
Şapka gibi saçma sapan bir serpuş yüzünden vatandaş idam edilir mi?
Şu ünlü kişi, ömrü boyunca ticaret yapmadığı halde nasıl dünya çapında bir servete sahip olmuştur?
Ermeniler’den, Rumlar’dan kalan malların bir kısmı nasıl yağma edilmiştir?
Tek parti CHP diktatörlüğü ile mücadele eden Yarın gazetesi sahibi muhalif gazeteci Arif Oruç, canını kurtarmak için nasıl Bulgaristan’a kaçmak zorunda kalmıştır?
1944’te Türkçüler tutuklanmış ve Bahçekapı Sansaryan Hanı’ndaki tabutluklarda korkunç insanlık dışı işkencelere uğramıştı. Bugün böyle bir şey yapılıyor mu?
Bugün, o eski rezil İstiklal Mahkemeleri var mıdır?
CHP hem Müslümanlarla, hem Komünistlerle mücadele etmişti. Bugün, seçimlere giren bir Komünist Partisi bile var.
Bütün Cumhuriyet tarihinde yolsuzluk yapılmayan bir zaman dilimi gösterebilirler mi?
1922’de, işgal kuvvetleri İstanbul’dan çekilirken, onlarla işbirliği yapan Ermeni zenginlerinden Mateosyan da yurdu terk etmişti. Onun servetine, matbaalarına hangi Kemalist gazeteci el koymuştu.
Deli dana gibi sorumsuzca, ölçüsüzce yıkıcı muhalefet yapanlar gemiyi batırabileceklerini düşünmüyorlar mı?
Onlarda hiç adalet, insaf, mantık yok mudur?