Rus Geldi Aşka Herkesin IŞİD’i Başka
Kadd-i yâri kimi halkın serv okur, kimi elif/Cümlenin maksudu bir amma rivayet muhtelif… Cihan padişahı Kanunî diyor ki: Yârin boyunu kimi servi, kimi elif olarak niteler, rivayet muhtelif ama hepsinin kastettikleri şey aynıdır…
Şu sıralar IŞİD konusunda rivayet muhtelif... Maksutlarının aynı olduğundan da emin değiliz. Amerika’nın Rusya ile maksudu birse, zaten ört ki ölem!
Suriye meselesi bu iki büyük dünya gücünü aynı hedefte buluşturmuş görünüyor. Amerika ve “koalisyon güçleri” IŞİD’e karşı operasyon üzerine operasyon yapıyor. “Madem ki IŞİD’le mücadele meşrudur”, diyen Rusya da işin içine girdi. IŞİD, DAEŞ, DEAŞ hatta DAİŞ diyen bile var... Daha adı üzerinde bile ittifak olmayan bir düşman güya herkesin hedefinde.
Suriye’de kirli savaş beşinci yılına giriyor. Dünyanın böyle bir savaşa ne kadar çok ihtiyacı varmış meğer! Bitmesini isteyen, bizden başka kimse yok, fakat sürmesini isteyenler dünya kadar!
Suriye’deki savaşın en çok İsrail’i memnun ettiğinden şüphe yok. Bölgedeki sıkışmışlığının ilacını Suriye’deki savaşın sürmesi ve hatta bütün bölgeye yayılmasında aramakta haklı.
İsrail’in konumu, Amerika ve Avrupa açısından Suriye’nin istikrarını önemsizleştiriyor. Suriye istikrara kavuşacak da ne olacak sanki? İsrail’in rahatı kaçacak! Bu rahatsızlığı, Suriye’nin geleceğinde Türkiye’nin oynayabileceği rol de artırıyor. Güçlü bir Türkiye’nin, bugünkü siyasetini devam ettirmesi İsrail için tehlike çanlarının çalması demektir.
Suriye halkının daha çok eziyet çekeceğini, daha şiddetli zulümlere maruz kalacağını manzaraya bakarak tahmin etmek zor değil. Amerika çözüm istemiyor. İstese idi, daha önce birçok fırsat zuhur etmişti, bunların hiçbiri değerlendirilmedi. Obama esti gürledi, fakat Suriye meselesinin çözümü için parmağını oynatmadı. Belki de tersini yaptı, Suriye’de üzerinden konuşabileceği, dünyaya nizamat vereceği yeni nesil bir terör örgütü icad etti.
Müslümanı dinden soğutan, kâfirin İslâm düşmanlığını meşrulaştıran, olağanlaştıran bir terör örgütü...
Bu konuda, yani bu örgütün oluşumu konusunda rivayet çok, fakat pek de ihtilaf yok. Son olarak Putin’in “ama İŞİD’e destek veren 40 ülke var. Bunların bir kısmı G-20 içinde” sözlerinin de aynı mealde anlaşılmasından yanayım.
“Senin dizayn ettiğin terör örgütü, sadece senin için elverişli malzeme olmasın, biraz da biz ölelim!” Putin’in sözlerinin tercümesi bu.
Nitekim, Rusya, tabiî İran ve şiî unsurlar Esed’in güçleriyle birlikte Suriye’de denklemi değiştirecek bir noktaya doğru yürüyorlar. Şimdiki hedef Türkmenlerin bölgesi Bayır Bucak. Bayır Bucak tamamen düştü mü? Bunu tam olarak bilmiyoruz. Düşse de bunun ABD için önemsiz bir mesele olduğundan şüphe yok. ABD’nin bir zamanlar sahte Kobani krizine gösterdiği ilginin binde biri bile Bayır Bucağa gösterilmiyor.
Suriye’de savaş Türkiye’ye karşı sürdürülüyor. Sembolizmi aşacak şekilde, Türkiye’nin gözü önünde Türkmenler katlediliyor.
Bu şu demek: Suriye’nin geleceğinde Türkmenler de Türkiye de olmayacak!
Gelin olan biteni mahut “Medeniyetler çatışması” tezine göre yorumlayalım: Batı medeniyeti, uzak doğudaki konfüçyen-Hindu ve budist medeniyetleri ile nihai bir çatışma ihtimali karşısında İslâm dünyasının bu tarafa meylini tehlikeli buluyor. Onunla ittifak ederek mücadeleyi de amacına uygun görmüyor. İslâm dünyasının tamamen etkisizleştirildiği bir konumda Rusya ile işbirliği bir gereklilik olarak ortaya çıkıyor.
Rusya devreye sokulmadan önce İslâm dünyasının yüzde 15’ini teşkil eden Şii unsurların işin içine girmesi için gereken yapılmıştı. Bu durumda hedefin Sünnî İslâm olduğu, bir anlamda sünni dünyaya liderlik ihtimali olan Türkiye olduğu düşüncesine varmak hiç de zor değil!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.