Türkmenler Namusumuzdur!
Moral FM’den Fethi Çağıl pazartesi sabahı (23/11/2015) radyoda Bayır Bucak Türkmenlerini konuşmak üzere davet etti. Bu davet neticesinde sabah kuşağında Bayır Bucak Türklerinin bizim için taşıdığı anlamı konuştuk. Ertesinde de Moral FM Müdürü Said Taktak Bey ve bilahare Yavuz Bahadıroğlu’nun da iştirakiyle sohbet genişledi, yayıldı. Tatlı bir sabah sohbeti icra ettik. Bazen insan güzel sohbetlere susuyor, hasret kalıyor. Sohbete ve beraberliği, muhabbete, dirlik ve birliğe hasretiz. Orada bunu dillendirdik ve yaşadık.
Cebeli Türkmen ve bu bölgede yaşayan Bayır Bucak Türkleri son zamanlarda gündemimize girdi. Özellikle de Adana’da durdurulan MİT TIR’larından sonra yakın planımıza girdiler. Yeni Bosna’da faaliyet gösteren derneklerinin de misafiri oldum. Lazkiye’nin kuzeyinde kalan Bayır Bucak köyleri aslında adeta bir açık hava müzesi. Halis Türklük burada yaşatılıyor dersem mübalağa etmiş olmam. Dağlık ve ormanlık bölge adeta onlar açısından tabii bir çit ve engel oluşturuyor. Bu havzada kültürlerini ve dillerini ilk ve orijinal haliyle yaşatıyorlar. Toroslar veya benzeri havzalarda Türkler neyse, bu havzalarda Türklük nasıl yaşanıyorsa Bayır Bucak bölgesinde de aynı şekilde yaşanıyor. Şimdi Bayır Bucak Türkleri ölüm kalım mücadelesindeler. Bu Selçuklu ve Osmanlı torunlarının desteğe ihtiyaçları var. Onları yalnız bırakamayız. Gücümüz yeni Moskoflarla baş edebilecek durumda. Bu güç içimizdeki yeni Nedimov’lara yeni Rus yandaşlarına da yeter. İkinci Abdülhamit Han döneminde Rus Elçisi İgnatiev’e yakınlığından dolayı Mahmut Nedim’e Nedimov lakabı takılmıştır. Milletimizin böyle pratik zekası vardır. Şimdi her yanımızı Nedimovlar sarsa da hak yalnız kalsa da hak daima üstündür. El hakku ya’lu veya yu’la aleyh. Hak ve İslam üstündür kimse onun üstüne çıkamaz. Kimse belini bükemez. Nifak, hiç.
***
Yedi düvelin saldırısına maruz kalan Türkmenlerin hedef alınmasının üç nedeni olabilir. Türkmenler bunlardan ilki olarak; Esat’ın mutasavver butik ülkesinin (Nuseyristan) sınırlarına katmak için Lazkiye’nin kuzeyinin hedef alındığını düşünüyorlar. Türkmen bölgesini faydalı Suriye veya butik Suriye sınırlarına dahil etmek. Bu nedenle de Suriye rejimi, İran ekseni ile birlikte Rusya’yı da yanına katarak kudurmuşçasına Bayır Bucak köylerine saldırıyor. İkincisi, Türk sınırını muhaliflerin yüzüne kapatmak istiyorlar. Şam rejimiyle birlikte onun Ortodoks hamisi Putin’in ulaşmak istediği hedef Türkiye sınırlarını bloke etmek. Muhaliflerin nefes aldığı nefes borusunu kesmek. Böylece muhalefeti zayıflatmak ve önünü kesmek. Türkiye bağlantısına son vermek. IŞİD’i kullanarak bu hedefe varmak istiyorlar. PYD, rejim ve IŞİD’in kontrol ettiği sınır boyları geçirmez hale geliyor. Geçirgenliğini kaybediyor. Bu nedenle Türkiye nefes borusunu açık tutmak, Rusları ve İranlıları sınırımıza yaklaştırmamak durumundadır. Bunun için gereken önlemler bir an evvel alınmalıdır. Belki Rusya ölçülerine göre alelacele çıkarıldı ama 2249 sayılı karar bizim için de geçerli. Kendi tarzımızda IŞİD ile Suriye topraklarında mücadele edebiliriz. IŞİD adına ne yaparsan mübah! Zira BM böyle buyurdu! Biz ise IŞİD’i zayıflatmak için ılımlı muhalefeti güçlendirmeliyiz. Ilımlı muhalefeti güçlendirmek hem IŞİD hem de Şam rejimini zayıflatmaktır. Ilımlı muhalifler arasında Türkmen blokları da var. Türkmenler Türk hattının son kırılma noktasıdır. Türkmenlerin kırılması bizim de kırılmamızdır.
***
Bu son savunma cephesinin yarılmasını veya kırılma hattını tarihte yaşanmış bir gerçek misalle anlatalım:
1892-1984 yılları arasında yaşayan Alman asıllı Protestan rahip Martin Niemöller’in “susma sustukça sıra sana gelecek” fehvalı ünlü bir vecizesi vardır ki bizim de meramımıza tercüman olur: Naziler önce komünistler için geldiler, bir şey demedim çünkü komünist değildim. Sonra Yahudiler için geldiler ve bir şey demedim çünkü Yahudi değildim. Sonra sendikacılar için geldiler ve bir şey demedim çünkü sendikacı değildim. Sonra Katolikler için geldiler ve bir şey demedim çünkü Katolik değildim. Nihayet benim için geldiklerinde ise çevremde benim için bir şeyler yapacak kimse kalmamıştı. Zor zamanda dostlarımıza sahip çıkalım yoksa dostsuz kalırız.
Kısaca, Esat rejiminin iki hedefinden birisi Türkiye sınırına doğru yürümek ve sınırı tecrit ederek muhalifleri ikmalsiz ve desteksiz bırakmak. Bu hedefin tali unsurlarından birisi de Bayır Bucak köylerini de ele geçirerek, Lazkiye kantonuna veya gelecekte planladıkları Nusayri devletine bağlamak.
Bu Türkiye açısından son dost sınırı da kaybetmek anlamına gelecektir. Kuzeyden olduğu gibi güneyden de düşman güçler, blok tarafından kuşatılmış olacağız. Bu Türkiye dostlarının bağladıkları son umut kırıntısının da yok edilmesidir. Türkmenler hem bizim hem de dostlarımızın son umut bağı ve kırıntısıdır. Bu bağı ölümüne muhafaza etmeliyiz. Türkiye blöf yapan esip gürleyen ve zor zamanda dostlarını yüzüstü bırakan bir ülke değildir. Olmamalıdır. Bunu fiili olarak da ispatlamalıdır. Caydırıcılığı bunu gerektiriyor, dostları da bunu bekliyor. Reşit idare zor zamanda belli olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.