AK Parti’nin İsim Babası Kim?
Bugün magazin yazarı olmaya karar verdim.
İlk magazin lakırdım Ak Parti’nin isim babasının kim olduğu üstüne basında çıkan haberlere cevap yetiştirme üzerine olacak.
Gazete haberlerine göre yeni Meclis Başkanımız İsmail Kahraman Ak Parti’nin isim babası imiş.
Ak Parti’nin kurucuları arasında yer aldığını biliyoruz eski Kültür Bakanımızın.
Fakat bizim tanışıklığımız elbette ki daha eskiye dayanır.
İsmail abi eskiden milliyetçi muhafazakâr gençliğin ortak ağabey isimlerinden birisi şüphesiz. Onun MTTB tarihinde de, 12 Mart’a götüren günlerde de etkin olduğunu ifade etmeye bizim kuşak için lüzum yok. Ama bazı gençler nereden bilsin İsmail abiyi…
Günahıyla sevabıyla ne günlerdi değil mi?
Amerikan filosu, vesaire vesaire…
Milliyetçilerin ayrışmaya başlaması, ya da başlatılması vesaire vesaire…
Severiz İsmail abiyi…
Ama bir de Ali abimiz vardı. Ali Uğur…
Sonra sevgili dostumuz ve hemşehrimiz ‘Çakıltaşları Demostenler İçin’in yazarı Yusuf’umuz…
Benim bildiğim kadarıyla Yusuf ile Ali abi Ak Parti’nin isim babası olmalı…
Hatta bu kampanya için taahhüt edilen meblağı Yusuf, Ali abiye müjdelemiş.
Ali abi köşeyi döndük demiş.
Sonra verilmesi gerekenin onda biri mi ne verilmiş…
Yusuf, Ali abi al bu paranın yarısı senin demiş…
Aslında her zaman kıt kanaat geçinen Ali abi taahhüt yerine gelmeyince saçmış o dolarları havaya…
Benim bildiğim bu…
Kızlarağası Medresesi’nin yalancısıyım ben de…
TAYYİP BEY ÖRNEK OLSUN
Tayyip Bey bütün eski dostlarını, Milli Görüş camiasını, mahalleden arkadaşlarını bile memnun etmeyi, hallerini hatırlarını sormayı çok iyi biliyor.
Daha evvel küstürdüklerinin gönüllerini alıyor.
Bir vesile yaratıp onları tekrar etrafına topluyor.
Kimseyi dışarıda bırakmıyor.
Kendisine o kadar hakaret edenleri, eleştirenleri, hatta arkasından kuyusunu kazanları bile affediyor; nedamet getirdiklerini hissettiği anda yanına çekiyor…
Aynı şey ne yazık ki MHP’de yok…
MHP’ye oy verenleri bile bu parti hain ilan ediyor.
Soba borusu gibi binada istişarenin zerresi bulunmuyor.
Şimdi genel merkez istişare edecekmiş, küçük kurultaylar yapacakmış. Yok il başkanları, yok delegeler, yok gönül almalar filan.. Ama asla kongreye gitmeyecekmiş. Olağan kongreyi toplayacakmış. Tepkileri geçiştireceklermiş…
Belki de yeni hainler icat edeceklermiş…
Ya bir Allah’ın kulu yok mu hakikatleri haykıracak?
Oysa bu partide bir zamanlar babamız yaşındaki Türkeş Bey’e neler söylerdik neler… Ne kadar da anlayışla karşılardı yerinde yapılan eleştirileri…
Hem de o caf caflı günlerde…
Sekiz köşeli gakkoş şapkası giyenler tevazu sahibi olurlar. Onlar korku ve vehimlerin adresi olmazlar. Harbi ol canımı ye abisi…
Biz de diyelim ki, mesele sadece genel başkan meselesi değildir.
Mesele bütün ülkücülerin zihniyet problemi yaşamasında, proje üretememesindedir…
Büyük bir diriliş muştusu gerekmektedir.
Dünya yeni bir medeniyet dirilişçiliği beklemektedir.
Haydi artık silkinin be…
Allah rızası için…
Şehitlerin hatırası için…
Adında Hareket Olan Parti
Gülse Birsel, malum; Avrupa Yakası’nın yazarı…
Zekâsı zaten komedi yazarlığının alamet-i farikası…
Marka isim Gülse Birsel…
Seçimden sonra patlattı büyük vecizesini:
“Adında hareket olan partimiz nedense hiç hareket etmiyor” diyerek…
Sevgili Adnan’ın yazıları müthiş hareketlendiriyor camiayı…
Ama yine kapalı mahfillerde…
Hemen herkes takdir ederek okuyor ama kamuoyuna açık arazide belli etmiyor görüşünü…
Yine temenniler, genel başkana temennalar…
Ne yazık ki o da bunları gerçek zannediyor.
Bir fanusta yaşıyor…
Fakat dönülmez akşamın ufkundayız. Vakit çok geç…
Gülse gibi bir de karikatür pek açıklayıcı bulundu.
Benim biraz onurumu kırdı ama olsun…
Herkes birbirinin gözünü kapatmış…
Emir yüksek yerden:
“Gözünü açan haindir…”
Tamam açmayalım gözümüzü…
Gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım…
Ama o en öndekinin elindeki beyaz baston da nesi?..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.