İslam’a sonradan tabi olan kişilere “niçin din değiştirdin” diye sorulmuş. Alınan cevaplar şöyle:

S. K: Önceki hayatımda Hıristiyandım, hristiyanlıkta tek ilah yok. Bu bende rahatsızlık uyandırıyordu, yaratıcının tek olması gerektiğini düşünüyordum. Fakat ailem düzenli kiliseye gider ve beni kendimi bulamamakla suçlarlardı. Müslüman bir arkadaşım aracılığıyla İslam’ı tanıdım. Gücün ve kudretin bir tek varlığa ait olması zihnimdeki bütün çelişkileri silmişti. Beni İslam’la buluşturduğu için Allaha hamdettim.

M. S: İslam hem dünya hem ahiret mutluluğunu vaat ediyordu. Düşünün yaşanan zorluklara sabrederseniz bunun ahrette bir karşılığı olacak, sahip olduğunuz nimetlere şükrettiğinizde de kazançtasınız. Ayrıca İslam her çocuğun günahsız doğduğunu söylüyor oysa benim inandığım Hristiyanlıkta çocuk günahkâr doğar deniyordu. Müslümanlar günahların affı için papaza değil doğrudan Allah’a sığınıyor ve O’ndan af diliyorlardı. Gözlemlerin neticesinde hak dinin İslam olduğuna inandım ve ailemi karşıma alarak İslam’a tabi oldum.

O. Y: Yahudiler kendilerinin seçkin olduklarını iddia ederler. Oysa İslam’da dil ırk ayrımı yok, doğru yaşayan Müslüman kazançlıdır. İslam’ın bu ilkesini öğrendiğimde Allah’ın adaletini bütün hücrelerimde hissettim ve gelebilecek baskıları göze alarak İslam’a tabi oldum.

N. Ş: Doğup büyüdüğüm toplumda insanlar başkalarının sorunları ile meşgul olmazlar. Ferdiyetçilik ön plandadır. Müslüman arkadaşlarla tanıştığımda onların yoksulların sorunlara karşı gösterdikleri duyarlılık beni çok etkiledi. Harçlıklarından bir miktarını yoksullara veriyorlar, insanların sıkıntılarını giderebilmek için büyük meşakkatlere katlanıyorlardı. Onların bu hali beni çok etkilemişti. İslam’ı araştırmaya karar verdim ve bir Kuran aldım. Okuduğumda donup kaldım. İslam zengini zekât ve sadaka vermeye teşvik ederek yoksulu gözetiyordu. Bu benim aradığım dindi, hiç tereddüde düşünmeden dinimi değiştirmeye karar verdim…