Dünya çok güzel!!!
Bir Caretta caretta...
Hani bizim Yumurtalık ve Dalyan sahillerinde gece karanlığında yumurtlamak için kumsala çıkan sevimli deniz kaplumbağalarından biri...
On yıl önce Doğu Akdeniz'de ön bacaklarından biri ciddi biçimde yaralanmış halde bulunmuş.
Belki balıkçı ağlarının suçu, belki tekne uskurlarının.
İsrail'de bakıma alınmış, hayatı kurtarılmış, yaralı kolu kesilmiş.
Fakat operasyon sonrası kaplumbağacık hayata küsmüş. İçinde bulunduğu su tankındatam 9 yıl boyunca bir milim bile kıpırdamamış.
Onunla ilgilenen uzman "bu hali bizi perişan ediyordu" diyor.
Sonunda engelli caretta caretta'yı İstanbul'daki akvaryuma taşımışlar.
Burada biraz daha rehabilitasyon, biraz daha özen, biraz daha şefkat derken...
Günü geldi. Hayvanı doğal olana en yakın ortama, dev akvaryuma bırakıverdiler.
Suda şöyle bir başını eğip suyun derinliklerine baktı kaplumbağa. Sonra yanında ona göz kulak olan dalgıca bir göz attı.
Ardından bütün gücünü arka ayaklarına verip suda ilerlemeye başladı.
Öyle mutlu görünüyordu ki! Ya da bize öyle geliyordu, bilemiyorum işte!
Onun suya dönüşünü izlemeye gelen İsrailli uzman gözyaşlarını tutamadı. "Bunu başarırsak ağlamayacağım diye söz ver- miştim kendime ama..." diyerek bir şeyler mırıldandı.
Evet! Doğru tahmin ettiniz.
Bir belgesel bu...
Dün gazetelere bakmadım. Haber ve eğlence kanallarını, tartışma programlarını bir yana bıraktım.
Dünyanın dört bir yanından korkunç görüntüler taşıyan, memleketin orasından burasından kan revan haberler aktaran sosyal medyaya hiç bakmadım.
Belgesel kanalını açtım ve bunu izledim.
Anladım, dünya çok güzel!
İnsanlar harika.
Ne? Yalan mı şimdi?
Ama ismi üstünde işte, belgesel!
Tamam! "Böyle yazı mı olur?" dediğinizi işitir gibi oluyorum.
Ben de "böyle dünya mı olur? Diyorum.
Bu açıdan bakınca ne tuhaf, değil mi?
Şimdi entelektüel izah çabalarına kalkışacak halim de yok.
Bu satıra kadar okuduğunuz için üzgünüm.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.