Malumunuz, “Çok naz âşık usandırır” derler!

HDP yöneticileri bir taraftan hükümetten gelen görüşme çağrılarına bir hayli mesafeli duruyor!

Ve sanki hiç oralı değillermiş gibi konuşuyorlar!

Yapılacak görüşmenin “nafile görüşme” olacağı izlenimini oluşturacak laflar ediyorlar!

“Gelir kaçak çayını içer gider” gibisinden açıklamalar ile adeta kapıyı kapatıyorlar!

Onların bu kadar havalardan uçmaları üzerine Başbakan randevu talebini iptal edince de, “Randevu talebi yenilenmeli” diye yakınmaya başlıyorlar!

Yahu beyler siz bu, “Çok naz âşık usandırır” atasözünü hiç duymadınız mı?

Kaldı ki aranızdaki bir aşktan söz etmek mümkün de değil!

Ülkenin kimi sorunlarının aşılabilmesi için asgari müşterek arayışını bile küçümseyen tavırlarınızdan sonra ne bekliyorsunuz?

Sizden randevu talep edenlerin bu tür söylemlerden sonra kapınızı çalıp, “Hadi bizim kaçak çayı ikram edin de bir an evvel kalkıp gidelim” diyeceklerini mi umuyorsunuz?

Tamam, ülkemizin Doğu ve Güneydoğu’sunda çok önemli sorunlar yaşanıyor!

Bu sorunların aşılabilmesi için de görüşmek şart!

Ama bu görüşmenin gerçekleşebilmesi tarafların ellerinden gelen gayreti göstermesi de gerekmiyor mu?

Hem sorunların aşılması için “görüşmenin” şart olduğunu savunacaksınız hem de görüşme talebini tabir caizse tiye alacaksınız!

Sonra da randevuyu talep eden bu talebinden vazgeçince “oyunbozanlık” yaptığını ileri süreceksiniz!

HDP yöneticileri “hendek kazanların tarih yazdıklarını” söylüyorlar ama asıl tarihi görüşme taleplerinin “önünü tıkayarak” bizzat kendileri yapıyorlar!

Çözüm sürecinin sona ermesinden sadece “devleti” sorumlu tutmak bizce çok adil bir davranış olmayacaktır!

Sorunun halledilmemesinden kendileri de sorumludur!

Herhangi bir sorunun çözümü söz konusu olduğunda tarafların hepsi yeri geldiğinde taviz vermeyi ve dillerini tutmayı bilmeliler!

Taraflardan biri, “Ben her istediğimi söylerim, aklıma eseni yaparım, karşı taraf benim bu kaprislerime katlanmak zorunda” diye düşünecek olursa en büyük hatayı yapmış olur!

Sonra, “Randevular iptal edilmemeli, görüşmeler yapılmalı” diye yakınıp durmak zorunda kalınır! Aynen bugün olduğu gibi!

HDP artık “ayağı yere basan” politikalar üretmek zorunda olduğunu idrak etmelidir!