Öyle anlaşılıyor ki HDP yöneticileri “7 Haziran’a” takılıp kalmış!

Hâlâ 7 Haziran başarısının “sarhoşluğu” içindeler!

Ve “1 Kasım’ın” farkında bile değiller!

Hiçbir ölçüye sığmayan ve sınır tanımayan konuşmaları nedeniyle dokunulmazlıklarının kalkabileceğini görünce “hodri meydan” diye meydan okumaya başlamaları da bu yüzden olsa gerek!

Diyorlar ki:

7 Haziran’da 80 milletvekili ile gelince “kimyanız” bozuldu, sıkıysa gelin!

Doğrudur 7 Haziran sonuçları çoğu insanının “kimyasını” bozmuştur ama bu “kimyası bozulanlar” arasında kuşkusuz HDP yöneticileri de bulunmaktadır!

7 Haziran sonuçlarına bakıp artık buradan geriye gidişin olmayacağını varsayan HDP yöneticileri açtılar ağızlarını yumdular gözlerini!

Ağızlarına geleni söylemeye başladılar!

Terör örgütüne sahip çıkmada hiç tereddüt göstermediler!

İzledikleri politika 7 Haziran seçimlerinde kendilerine destek veren çevreleri bile ürküttü!

Bir Türkiye partisine oy verdiklerini sanan ve bu partiyi ana muhalefet partisi CHP yerine koymaya çalışanların içine düştüğü karamsarlık müthiş oldu!

Buldukları her fırsatta, “Aldattınız bizi, kandırdınız bizi, yanıltınız bizi” diye HDP yönetimine veryansın ettiler!

Ardından 1 Kasım seçimleri geldi!

1 Kasım seçimleri HDP yönetimine kesilmiş çok acı bir fatura oldu!

80 milletvekilinin yarısı uçtu gitti!

HDP yöneticileri bu acı faturadan hiç “ders almamış” gibiler!

“Biz nerede hata yaptık da bu duruma düştük?” diye nefs muhasebesi yapacaklarına konuşmalarını daha da sertleştirmeyi tercih eder hale geldiler!

Bir yandan hendekler kazıp, barikatlar kurarken bir yandan da kelle koltukta siyaset yaptıklarını söyleyip, “Sıkıysa gelin” diye meydan okumayı sürdürüyorlar!

Herkes biliyor ki onların bu yersiz “kışkırtmaları” yüzünden yüzlerce yandaşları etkisiz hale getirildi!

Ve kendilerine sempati duyanların sayısı da büyük bir hızla azalmaya başladı! Bugün bir seçim yapılsa HDP şimdiki kadar milletvekili çıkarabilir mi?

Kanımızca HDP yönetimi bunun hesabını iyi yapmalı!