Bir ağaç misali
Metrük bir duvarın arasından çıkarmıştı başını ağaç. Küçük bir fideydi, rüzgâr estikçe bir o yana bir bu yana savruluyor kopuverecekmiş gibi duruyordu.
Çocuk koparmak için koşturduğunda evin annesi engel oldu. “Onca çiçek, onca bitki varken bu garibi mi buldun koparacak, bırak kalsın, orada hayat bulsun dedi. Evin büyük oğlu güldü “Anne bu ağaç burada nasıl büyüyecek, ne kadar duygusal birisin” dedi. Anne kararlıydı, ben de bu ağaç gibiydim, öksüz ve yetimdim, zayıftım, hastalıklara karşı dirençsizdim ama Allah beni korudu ve bugünlere getirdi. O ağaç da orada büyüyecek dedi.
Yaz mevsimi köy yeşil bir elbise giyer, insanlar yeşilin içinde kaybolurlardı. O yaz da öyle oldu. Ağaçlar meyveye durdu, hayvanlar bahçede otladılar, çocuklar evlerin avlusunda oyunlarına devam ettiler. Duvarlar arasında yaşamaya çalışan küçük filiz biraz daha büyümüştü. Nedense çocuklar ne zaman buraya gelseler uzanırlardı koparmak için. Her seferinde evin annesi müdahale eder ve çocuklar ağaç burada kendine yuva yapmış. Onu koparmayın büyüsün derdi.
Aradan on yıl geçti, evin annesi duvarlar arasından fışkıran o büyükçe ağacın altında arkadaşları ile sohbet ediyordu. Ağaç onca zorluklara rağmen burada büyümüş ve hayata tutunmuştu.
Çevremde hayatı bir okul gibi görüp, yaşadığı ağır imtihanlara sabırla karşılık veren insanları gördüğümde hep bu ağacın hikâyesini hatırlarım. O insanların da tıpkı duvarlar arasında yaşamaya çalışan o ağaç gibi sırtlarındaki yükü sabırla taşıdıklarını ve hayata tutunduklarını düşünürüm. Ve o insanları ayakta tutan şeyin dua olduğuna inanırım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.