Gün içinde şu görüntülere sık sık şahit olursunuz:

Bir kadın elindeki yiyeceği sokak hayvanlarına vermektedir.

Bir çocuk elindeki simidi sokakta yaşayan bir evsize uzatmaktadır.

Bir öğrenci bir yaşlıya yer vermektedir.

Bir genç, sırasını yaşlı bir adama vermektedir.

Bir anne, komşunun çocuğunun elinden tutmuş okula götürmektedir.

Bir bakkal, yoksul komşusuna birkaç parça yiyecek vermektedir.

Bir manav kalan ürünleri bir yoksula vermektedir.

Bir adam yolda kalmış bir kişiye biletini uzatmaktadır.

Bir öğretmen yoksul öğrencisinin ihtiyaçlarını gidermektedir.

Yardımlaşma değerler ekseninin merkezinde yer alan bir davranıştır. Verenle alan arasında gerçekleşen etkin bir eylemdir. İçeriğinde, empati, adalet, şefkat ve diğerkamlık vardır. Bu yönüyle birçok değeri bünyesinde taşımaktadır.

İYİLİK YAPTI İŞİNDEN OLDU

Dünyaya barış, sevgi ve özgürlük götüreceğini vaat eden ABD’de şöyle bir olay gerçekleşiyor: Amerikalı Dalene Bowden bir süredir, Idaho’daki Irving ortaokulunda çalışmaktadır. Öğle yemeğini servis yaparken, bir çocuk yaklaşıyor ve 1.7 dolarının olmadığını fakat karnının çok aç olduğunu söylüyor. Dalene on iki yaşındaki küçük çocuğa acıyor ve parası olmadığı halde ona ücretsiz yemek veriyor. Dalene bu davranışını son derece insani buluyor. Öyle ya yoksul bir çocuğa bir tabak yemek vermekle ne olur? ABD ekonomisi iflas mı eder? Okul yönetimi zarar mı görür? Altı üstü bir tabak yemek. Dünyada her saniye tonlarca yemek israf edilirken, bir çocuğun karnını doyurmakta ne sakınca olabilir? Ama böyle olmuyor, okul yönetimi hemen toplantı yapıyor ve kadını işten atıyorlar. Kadın yemeğin parasını ödemeyi teklif ediyor fakat okul yönetimi geri adım atmıyor. Olayın duyulmasının ardından sivil kurum ve kuruluşlar Bowden’e destek için harekete geçiyorlar fakat okul yönetimi kararından dönmüyor. Anlayacağınız bir tabak yemek birçok şeye mal oluyor. Bir tabak yemek için kopan kıyamet, dünyaya barış ve özgürlük vaad eden ABD de gerçekleşiyor.