Zihinlerin yeniden inşa edilmesi gerekir
Maslow insanın, temel gereksinimlerini kategorileştirdiği hiyerarşisinde güvenlik ihtiyacına vurgu yapar. Güvenlik yeme içme barınmadan sonra gelen temel bir ihtiyaçtır. Kendini güvende hissedemeyen fertler, mutlu ve başarılı olamazlar. Yaşamlarını tehdit edecek unsurlardan uzaklaşır, emin olamadıkları şeylere temkinli yaklaşırlar. Belirsizlik güvensizliğe neden olur. Tehlikenin hangi yönden geleceğini bilemediğinizden sürekli tenakuz halindesinizdir. Son günlerde art arda gelen patlamalar, saldırılar ve ölümler bu belirsizliği daha da derinleştiriyor. Terör oyununu o kadar mahir oynuyor ki, bombalar, mahallenizde, sokağınızda, alış veriş yaptığınız mekânlarda, ibadet ettiğiniz camilerde patlıyor ve bir anda yer değişiyor, az önce yan yana yürüdüğünüz insanlar sararmış yapraklar gibi savrulmaya başlıyorlar.
Çocuklarımız okula giderken dua ile uğurluyor ve sakın şu noktalarda fazla vakit geçirme, etliye sütlüye karışma, kulakların daima tetikte olsun diye tavsiyelerde bulunuyoruz. Tehlikenin hangi yönden geleceği belli değil. Hiç beklenmedik zamanlarda bir olay, bir ölüm bir cinayet haberiyle uyanıyoruz. Ortadoğulu Müslüman halkların üzerine yoksulluk ve bombalar yağıyor. Küresel eşkıyalar, barış, demokrasi ve özgürlük vadiyle girip, bölgenin yer altı ve yerüstü zenginliklerini sömürüyor, mazlum halkı birbirlerine katlettiriyorlar.
Çocuklarınız soruyor, nasıl oluyor da Müslüman Müslüman’ı katlediyor, insanlarımız birbirlerine hasım kesilebiliyorlar. Böyle durumlarda başınızı önünüze eğer ve çocuğunuzu nasıl ikna edeceğinizi düşünürsünüz.. Müslümanın Müslümana olan hasımlığına bir gerekçe bulma imkânınız yoktur peki bu durumda çocuğunuza ne diyeceksiniz? Bilindiği üzere, Kissenger’in yeni projesi, 2006 yılı itibariyle ABD’nin dış politikasını değiştirmiş, İslam’ın İslam’la savaştırılmasını hedeflenen proje artık sahaya sürülmüştür. İslam coğrafyasında Şii Sünni selefi Türk Kürt cemaatler STK arasında derin ayrılıklar ortaya çıkarılıp, çatıştırılıyor. Bölgemizde sosyal siyasi kültürel farklılıklar derinleştirilerek artıyor. Ayrışma sadece siyasi çıkar çatışmaları üzerine kurulu değil, aynı zamanda kadın erkek, birey birey çatışması da tetikleniyor. Ilımlı İslam, modern İslam anlayışına sahip olan kesim ise, hukuka kültüre müdahil olmayan, suya sabuna dokunmayan edilgen fertlerden oluşuyor. Bu oldukça tehlikeli bir durum.
Kardeşin kardeşe düşman kesildiği bir çağda ümmet bilincini yeniden diriltmek bir vecibedir. Bunun için zihinlerin Kur’an ve Sünnet ekseninde yeniden şekillenmesi gerekir. Aksi takdirde bu çatışma ve bu yozlaşma bütün dünyayı etki altına alabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.