M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Fitne Fesat Yazısı Yazmam

Fitne Fesat Yazısı Yazmam

ESKİ Cumhurbaşkanı ile yenisi arasında bazı görüş ayrılıkları varmış… Bundan daha normal ve tabiî ne olabilir?.. Bu konuda yazı yazmak, halkın aklını karıştırmak olur, bu da (istenmese de) fitne ve fesada yol açar. Bendeniz bir yazar olarak bu gibi konulara girmem. Yazan yazsın…

**

O adamların ve kadınların akılları dedikodu, gevezelik, zevzeklik, gıybet, fitne fesat ve magazin kültürüne ayarlanmıştır. Faydalı yazıları okumak istemezler, okusalar bile, hoşlanmadıkları için sonuna kadar okuyamazlar. Onların (kültür açısından) doğru yola girebilmeleri, düzelebilmeleri, normal ve gerçek Müslüman olabilmeleri için rehabilitasyon tedavisi görmeleri gerekir. Zihinleri, vicdanları, beyinleri, kalpleri dedikodu ve gıybet ziftleriyle ve kurumlarıyla kaplanmıştır. Acınacak vaziyettedirler.

**

Diyanetteki bazı vazifeli Feministlere: Camilere kadınları doldurmak için yıllar boyunca çok uğraştınız, çok faaliyette bulundunuz, çok çırpındınız, ortalığı velveleye verdiniz, büyük paralar harcadınız, afişler bile bastırdınız ama başarılı olamadınız. Kur’ana, Sünnete, Şeriata dayanan Ehl-i Sünnet Müslümanlığında, kadınlar camiye elbette gelebilir ama namazlarını evlerinde kılmaları efdaldir. Camilere erkek Müslümanların çağrılması gerekir.

**

Kendisi namaz kılan, oğlunu kızını doktor mühendis yapan, fakat onları namazlı dindar Müslüman olarak yetiştirmeyen anne babaların vebali büyüktür. Onlardan bunun hesabı sorulacaktır.

**

Nüfusça çoğunlukta olan Müslümanlar birleşseler, her gün en az bir milyon adet satacak çok kaliteli ve çok etkili bir gazete çıkartabilirler ama birlikte planlı programlı hareket etmedikleri için bunu yapamıyorlar. Başta râşid bir İmam bulunmadıkça ve bütün mü’minler Ümmet teşkilatı içinde ve Ümmet çatısı altında birleşmeyince hiçbir iş rast gitmiyor ve gitmeyecektir.

**

Birinci ve ikinci dünya savaşından önce de dünyada fitne fesat anlaşmazlık günah zulüm vardı ama bugünkü kadar değildi. Bugünkü fitneler ve azgınlıklar eskisinden yüz kat fazladır. Bu gidişin sonu üçüncü dünya savaşıdır. Müslümanlar mânen ve maddeten bu savaşa hazır mıdır?

**

O adamın eskiden uçağa binecek parası yoktu. Şimdi biniyor ama bu sefer de normal koltukta seyahat etmek istemiyor, ön taraftaki, (biletleri üç misli pahalı) business class’ta lüks seyahat istiyor. Halkın arasında olmak istemiyor, VIP salonunda oturmak istiyor. O adam eskiden beş yıldızlı otelde konaklayamıyordu, şimdi beş yıldızlıyı beğenmiyor, yedi yıldızlı otelde, oda değil, süit daire istiyor. O herif eskiden esnaf lokantalarından karnını doyururdu, şimdi birinci sınıf lokantaları beğenmiyor, lüks pahalı afilli gurmeli restoran istiyor. İsmi nedir bu adamın?.. O adıyla sanıyla sayın Bay Mendebur’dur!..

**

KEŞKE duymasaydım… Topluma açık bir yerde birkaç Müslüman konuşuyordu. Konu dinî sohbet veya dinî konuları mıncıklamak. İçlerinden biri, Ashabın büyüklerinden Ebu Hureyre hazretlerine (radiyallahu anhüm) terbiyesizce dil uzattı, onu hadîs uydurmakla suçladı, rezilce laflar etti. Agresif halleri olduğu için müdahale etmedim. Ebu Hureyre’ye saldıran biri, yaşıma maşıma bakmaz beni dövebilirdi… Bazı Müslümanların bu hale düşmelerine çok teessüf ediyorum.

**

Türkiye’de bir gün gelecek İslam devleti kurulacaktır. İslam devleti yüzlerce konuda emirler verecek, yasaklar koyacaktır. Bu yasaklardan biri, ilmî ehliyeti ve müfessirlik icazeti olmayanların Kur’an tercümesi, Kur’an meali, Kur’an tefsiri yapmalarının önlenmesi olacaktır.

**

İslam devleti, şeytanî tesettürü de yasaklayacak, Şer’î tesettürü mecbur kılacaktır.

Mehdi devrinde beş vakit namaz ve farzları cemaatle kılmak da mecburî olacaktır.

**

İnternette okudum. Almanya’nın büyük gazetecilerinden, vaktiyle Spiegel dergisinde İslam ve Müslümanlar aleyhinde ağır ve ateşli yazılar kaleme alan bir zat Müslüman olmuş, bir televizyon programında “Ben Müslüman oldum…” demiş. Darısı bizdeki katmerli ve katranlı İslam düşmanlarının başına!... (Bu konuda ileride müstakil bir yazı kaleme alacağım.)

**

Sultan Vahdettin’in en büyük hatâsı o paşayı oraya göndermek olmuştur.

28.01.2016 

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi