Çocuğunuza sevginizi nasıl gösterirsiniz?
Çocuğunuza sevginizi nasıl gösterirsiniz? Bunun üç yolu vardır: Sarılmak, onunla vakit geçirmek ve sözel olarak ona sevildiğini değerli olduğunu belirtmek ya da hissettirmek… Bizim ebeveynlerimizin çoğu , çocuğa maddi bir şeyler alarak sevgilerini aktarabileceklerine inanıyorlar. Oysa çocuğun duygusal ihtiyacını maddi bir şeyle gidermeniz mümkün olamaz. Her ihtiyacın karşılığı yine kendi cinsinden olur.
Uzmanlar kişiye dokunsal olarak sevildiğini hissettirmenin, sarılmanın ruh sağlımıza büyük katkılarının olduğunu söylüyorlar. Sarılmanın beyindeki endorfin hormonunun salgılanmasını sağladığını, endorfin hormonunun ise ruh ve beden sağlığımızın korunması açından önemli olduğunu belirtiyorlar. Yani; birbirlerini seven insanların ya da anne baba ve çocukların bir araya geldiklerinde kucaklaşmaları onlarda mutluluk ve ferahlık hissi uyandırıyor. Uzmanlar, sarılmanın gerginliği ortadan kaldırdığını ve kişinin özsaygısının gelişimine katkı sağlayarak, yalnızlaşmaya karşı koruyucu etken olduğunu vurguluyorlar.
Çocuğumuzu çok seviyoruz fakat sevgimizi göstermekte zorlanıyoruz diyen anne babalar ona sarılmaktan kaçınmayın, onunla göz teması kurun, kendisinin sizin için çok önemli olduğunu vurgulayın. Çocuğunuza ne vermişseniz, ileriki yaşamında o da insanlara sizden aldıklarını verecektir.
İslam toplumlarında dert dinlemek diye bir söylem vardır. Bu şu demektir: Yaşadığınız sıkıntılar sırtınızda bir yük olur ve biriktikçe taşıyamaz hale gelirsiniz. Böyle durumlarda bu yükü taşımanıza yardımcı olacak birine ihtiyaç duyar, güvendiğiniz kişiye içinizi açarsınız. Konuştukça yükün bir kısmının gittiğini ve hafiflemeye başladığınızı hissedersiniz. Bu bir yardımdır, birinin sizin sırtınızdaki yükü alması ya da taşımanıza yardımcı olması, yapılan maddi bir yardımdan daha önemsiz değildir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, paylaşımın kişinin ruh sağlığına büyük katkılarının olduğunu gösteriyor. Uzmanlar, kişinin sorunlarını paylaşmayıp biriktirmesinin beyne yük olduğunu ve zamanla kişide ruhsal çökkünlüğe neden olabileceğini söylüyor ve paylaşımın önemine vurgu yapıyorlar.
Bulunduğu konum, yaşadığı ortam ne olursa olsun insanın ihtiyaçları şunlardır: Sevilmek, onaylanmak, değerli olduğunu hissetmek ve faydalı işler yapmak. Hayatımızın büyükçe bir kısmında maddi ve manevi alışverişler yapar ve bu ihtiyaçları karşılamaya çalışırız. Ama bunun her zaman farkında olmayabiliyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.