Ankara, Türkiye’nin merkezi... Merkezin merkezinde de Kızılay var. 

Burada yapılacak bir terör saldırısı doğrudan Türkiye’nin merkezine mesaj vermek maksatlıdır.

Şu isimler, bu isimler, şu örgütler, bu örgütler...

Hepsi vız gelir! 

Bu vahşi terörün arkasındaki asıl güç, asıl fail, hiç şüphe götürmeyecek kadar açık. 

İslâm dünyasının son mukavemet noktasını yok etmek kimin işi olabilirse, asıl fail o!

İran “İslâm” devriminden, Afgan “cihad”ından beri bölgemize, coğrafyamıza nizamat veren ABD bu terör saldırısının asıl failidir!

Amerika’nın Sovyet sisteminin çöküşünden sonra İslâm dünyasına yönelik büyüklü küçüklü saldırıları konusunda icmalî bir bakış olmadan hiç bir doğru değerlendirme yapılamaz. 

ABD bütün dünyayı Saddam’ın kötülüğüne inandırdı. Neredeyse nükleer silah yapıyordu! İsrail için tehdidi! Ve hepimiz için kötü olan zâlim diktatörü göndererek iyiliğimize çalıştığına inanmamızı istedi. Irak’a demokrasi gelecekti, terör geldi, ayrılık geldi, şiiliğin hakimiyeti geldi, İran nüfuzu geldi. 

Irak’tan sonra bir istikrarsızlık alanı olarak Suriye’nin bugünkü halinin sorumlusu kim? 

Saddam’ı diktatör diye hedef alan ABD, aynı zalimlikte Esed’e her vesile ile can suyu veriyor. Kâh İran’ı devreye sokuyor, kâh Rusya’yı. 

Rusya stratejik hedeflerinin nihaisine ulaşmış durumda. Artık Akdeniz’de borusu öten bir devlet. Kimin sayesinde? Elbette ABD’nin!

Bunlara bakarak söylenecek olan şu: ABD stratejisi Türkiye’ye bloke etmek üzerine kurulmuş. 

Bunu anlamamak için ya ahmak ya da hain olmak lâzım. 

Rusya’nın yapıp ettikleri karşısında iç kamuoyunda derin bir Rusya nefreti oluşmalı değil miydi? 

Hatta Rusya muhabbeti pompalayan merkezler var! Demek ki, Türkiye’de Rus karşıtlığı ancak ABD’nin icazeti ile olabiliyor. ABD istemezse Rus düşmanlığı, Rusya istemezse ABD aleyhtarlığı olmuyormuş!

Bölgemizi “parçala hükmet” fehvasınca bölüp parçalayan kim? ABD! A planı olmazsa B planı o da olmazsa yumuşak G planı!

Terörü bölgenin vazgeçilmezi yapan ABD’dir. Ankara’nın kalbine terör saldırılarını kim yaparsa yapsın, hangi örgüt üstlenirse üstlensin, arka planında ABD olduğunda şüphe edilmemeli. 

ABD istemese, PKK bu kadar süre ayakta kalabilir miydi? Buna inanmayan safderunlar PKK’nın Suriye kolu PYD ile nasıl sarmaş dolaş olduklarını görmezden gelebilirler mi? 

Terör dokunabileceğimiz mesafede: Türkiye Yazarlar Birliği’nin genel merkezi, şimdi Vakıf merkezi ve Mehmet Akif Araştırmaları Merkezi terör sahnelenen yere yüz metre mesafede bile değil. Eğer Cumartesi günü seçilmiş olsa idi, Müdafaa Caddesi’ndeki merkezimizde terörün hedefindeydik. En azından gözümüzün önünde masum insanların nasıl berhava edildiğinin seyircisi olmak bedbahtlığına maruz kalacaktık. 

Terörü lanetlemek yetmez, onun arka planındaki gücün yaptıklarını bilerek bir strateji geliştirmek, halkımızı uzun vadeli bir mücadeleye hazırlamak zorundayız. 

Velhasıl, asıl savaş ABD ile; bunun şuurunda olmalıyız!