Dil Kapısı’ndan geçmedikçe
Dil Kapısı’nda kelimeler var, hüzün var, gurbet var, dost var. Kelimelerin sûretini geçip sîretinden yapılmış mâna dolu bir hayat tâlimi var. Bu tâlimi yapanlar bilerek gelenlerdir…
Dil Kapısı’nda kelimeler mâveranın birer miracıdır. Etinden kemiğinden ayrılır, terbiye edilir, pişer, hamlığından kurtulur ve hakikat âlemine götüren birer yol olur.
Dil Kapısı’nda söyleşenler Bezm-i Elest’teki sözün sadâkatince tâlim edenlerdir. Hayatın anlam bilgisi kelimeler üzerinden öğrenilir. Dünyanın ve öte âlemin arasındaki yola kelimelerin kuvvetiyle gidilip gelinir... Bu kapıda durmayan bilmez, dilin aşkın bâdesi olduğunu...
DİL KAPISI TARÎKLERDEN BİR TARÎK…
Kelimelerden inşa edilmiş bir dil mabedidir Dil Kapısı... Bu kapıdaki tâlim kardeş tarîkatlar gibi aynı hakikatin yollarından biridir anlayana... Nihayetinde O’na götürür, teslim eder dilin hakikatine sâdık kalanları... Bu Kapı tek başına bir hakikat yolu değil elbet. Tarîklerden bir tarîk...
Dil Kapısı’nın hakiki ahzan-ı şerifleri peygamberlerdir. Hz. Âdem dünyaya gönderilirken eline önce “Kelimeler Kitabı” verilmiş. Kendini kelimelerle sınamak isteyen velilerin yolu açılmış böylelikle...
Bu kapıda derûnunu kelimeleştirenler, yâni hakikatin, kendi lisanlarında neşv ü nema bulmasını âşikar edenler var: Yunus ve Mevlâna ve Mısrî ve Fuzûlî ... Bu uluların kelimeleri istikâmetinde Dil Kapısı’na sadâkatle yüreğini taşıyanlar dünden bugüne devam ediyor.
Bütün çağlarda Dil Kapıları önce horlanmış. Eserleri, yâni hakikati ortaya çıktıkça perestiş edilmiş. Dil, gönül, kalp; bezm-i elest’te “beli” deyip söz vererek bir batında doğan kökü bir, mânası bir kelimelerdir. Aynı hakikatin üç zarfıdır...
DİL YÂRESİ OLAN DİL KAPISI’NDA DEVÂ BULUR
Dil Kapısı’nı terk edenler hüsrandadır… müdavimi olanlar saadettedirler. Dil yarêsi olanların yarası Dil Kapısı’nda devâ bulur. Lisanî bir hayatı yaşamak isteyenlerin dergâhıdır bu kapı... İlk anda vehbî mi, kesbi mi olduğunu belli etmeyen bir dergâh... Meydandan uzak… İmanını diline, yani kelimelere teslim edenlerin tekkesi...
Bu kapıda dili bir, ikrarı bir olmak için tâlim edilir. Gönüllerin birliği için... Ben’den sen’e ve sonra Bir’e ulaşmak için... Baş koyan bilir bu dilin değerini...
DİL KAPISI’NDA ATEŞ, SU VE HÜZÜN…
Dil Kapısı’nda ateş ve su, hüzün ve gurbet bir aradadır... Kendini ateşe atanlar ateşten çıkıp suyun, yani âsude serinliğin cennetine tâlib olanlardır...
Dil Kapısı’nda duranlar mecanin-i kelime, yani kelime mecnûnlarıdır... Leylâları yürekten damıtılmış kelimelerdir... Ehl-i akıl giremez, çünkü anlamaz lisân-ı hâlden. Dilin mânasını tarîk edinemez “akl-ı meaş” olanlar.
Dil Kapısı’nın anahtarının kaybedenler bedbahttırlar, âdemiyetleri yarımdır. Bu kapıda tâlim etmeyenler, kendisine emanet verilen kelimelerin sadece lafzını konuşabilen ve etiyle uğraşanlardır. Sîretini zikredip çoğaltamazlar. Dilin derûnundan mahrumdurlar.
Dil Kapısı devletlerden güçlüdür. Efendimiz (s.a.v.)’in vahye muhatap ulvî dili bütün önceleri ve sonraları fesh etti. Hz. İsa’nın dili maddî güce dayanan Roma’nın tanrı-krallarını ezip toz hâline getirdi. Yesevîlerin, Şah-ı Nakşıbendlerin Dil Kapısı asırları aşıp bütün gürlüğü ile kalplerde nağmeleniyor. Cengiz’in ve Timur’un iktidarı nerede? Nil diyarında Yusuf’un dili kaldı, Firavun’dan ruhsuz ehramlar…
BU KAPIDA İNSANI DİL İLE TARTARLAR
Bu kapıda insanı dil terazisinde tartıp ölçerler... Bezm-i Elest’ten tevarüs edilen kelimelerle tanış olup olmadığına ve dünyada edindiği kelimelerin sûretini geçip geçmediğine bakarlar...
Dil, Öte’den bir emanettir, hakikatin kavranış biçimidir bilene... Tâc-ı İskender ve taht-ı Süleyman sahibi olsa bir insan, Dil Kapısı’ndan geçmedikçe bahtiyar olamaz. Cehennemin Yedi Kapısı’ndan geçmek için önce Dil Kapısı’ndan geçmek gerek. Cümle Kapısı’na bu Kapı’daki tâlimden sonra varılır. Şairin dediği üzere: “Derd-i dil” olmak lâzım.
Çünkü insan dil ile inşa eder sevgiyi, iyiliği, tabiatı, yaratanı, her şeyi. Dil, dinin eteklerinden tutunmuş bir güzel vasıta da ondan... Dil yalnızca söz değildir. Herkes konuşur fakat herkesin dili olmaz, Dil Kapısı’ndan giremez. Pîrlerin dediği gibi, dili olan ayrı, konuşan ayrı...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.