KURULDUĞU ilk günlerde kimi arkadaşlarımız AKP’nin açılımını “Aklı Karışıklar Partisi” olarak yapmışlardı! O günlerde hoş bir espri olarak dillerden düşmeyen bu ifade günümüzde gerçeğe dönüşüyor gibi!

Çünkü herhangi bir konuda iki AKP’li müşterek fikir beyan edemez, aynı şeyleri söyleyemez hale gelmiş bulunuyor!

Mesela, “Çözüm süreci konusunda AKP’liler ne düşünüyor?” diye bir soru sorulsa tek cevap almak mümkün mü?

Değil elbette!

Adeta her kafadan bir ses çıkıyor!

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “2013 Mayıs’ına dönülecek olursa her şey yeni baştan konuşulabilir” şeklinde ümit dolu mesajlar verirken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ortada müzakere edecek de, görüşülecek de bir konu yoktur” diyerek teröristlerin ya öleceğini ya da teslim olmak zorunda olduklarını ifade ediyor! Başbakan ve Cumhurbaşkanı aynı konu hakkında böyle birbirine ters açıklamalar yaparken Bülent Arınç da konuya bir ucundan müdahil oluyor ve “sürecin güncellenmesini” talep ediyor! Bütün bu açıklamalar bize neyi gösteriyor? AKP’de kafaların bir hayli karışık olduğunu gösteriyor!

Aynı konu hakkında müşterek bir fikir sergileyemiyorlar! Her biri ayrı bir şey söylüyor!

Çözüm sürecine dönülmesi aslında pek çok çevrenin beklentisi haline gelmiş durumda! Her gün onlarca kişinin hayatını kaybettiği bir dönem yerine çözüm sürecine dönülmesi elbette insanlara cazip geliyor! Çözüm sürecine yeniden dönülmesi sadece iç çevrelerin beklentisi olmakla kalmıyor dış çevrelerde çözüm sürecine bir an önce dönülmesi gerektiğini söyleyip duruyorlar!

Ama öyle zannediyoruz ki “çözüm sürecine yeniden dönün” çağrıları bazıları tarafından “teröristleri kurtarma” operasyonu gibi algılanıyor!

Ve “zamanında biz onlara bu yolu açtık ama onlar bunun kıymetini bilmediler şimdi önlerinde iki şık var” diyorlar! Yani “Ya teslim olacaklar ya da ölecekler” denilerek bu taleplerin önü kesiliyor! Bakalım AKP’liler arasında hangi görüş ağır basacak ve kimin dediği olacak?

Başbakan’ın dediği mi olacak? Yoksa Cumhurbaşkanı’nın dediği mi olacak? Belli şartların sağlanması halinde çözüm sürecine dönülecek mi?

Ya da teslim olmak ile ölüm arasında bir tercihten başka bir şey sunulmayacak mı?