Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Dur ve dinle

Dur ve dinle

Sen ey İnsan!

Fıtratındaki lambaları bir bir söndürüp de nereye gitmektesin?

Neden koşarsın hain ve çakalın peşinde?

Neden okşarsın katilinin başını?

Hain misin? Ahmak mısın?

Varlığından gafil misin?

Baksana!

Önünde, arkanda, sağında solunda onlarca lambalar var

Sana hizmet ediyor, yolunu aydınlatıyor lambalar…

Hangi yana dönsen seni hakka çağıran bir ses yankılanır kulaklarında

Kiminle karşılaşsan, hangi olaya tanıklık etsen, içinde hakikatten bir şeyler mutlaka bulursun

Dağ konuşur

Toprak konuşur

Su konuşur

Peki, sen niye suskunsun?

Bataklığa doğru gitmektesin fakat göremiyorsun yolun sonunu.

Taşları cansız sanırsın değil mi? Sen ki o taşın esrarını görebilseydin, o taşın teslimiyetini hissedebilseydin belki de kitaplar dolusu bilgiye ulaşacak ve varlığının mahiyetini kavrayabilecektin. Ama ne olduysa gözlerin görmez kulaların işitmez oldu… Vicdanının sesini kısmakla aslında her şeyini kaybettin sen.

Dur ve dinle! Varlığının mahiyetini unutmuş ve nesnelerin kölesi haline gelmişsin

Kral iken köleye dönüşmüşsün

Taçlı iken tacını kaybetmiş ve yoksullaşmışsın

Fakat ilginçtir hiçbir şeyin farkında değilsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi