BU AKP’liler bir âlem!

Ya “ne dediklerinin farkında değiller” ya da “ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor” olmalı!

Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında yaşanan büyük krizi değerlendiren bir AKP’li bakın ne diyor:

“Güçlü Cumhurbaşkanı ve güçlü Başbakan bir arada olmuyor! Bundan böyle başbakan düşük profilli olacaktır!”

Aklınca önemli bir tespitte bulunuyor!

Belki de bu tür değerlendirmeler ile Cumhurbaşkanı’nın gözüne girmeye ve bir aferin kapmaya çalışıyor!

Ama bunu yaparken yarın AKP’nin başına getirilecek ve Başbakan yapılacak ismi “yerden yere vurmuş” olduğunun farkına bile varmıyor, varamıyor!

Şimdi kim başbakan olacak olsa aklında hep “Acaba düşük profilli olduğum için mi başbakan yapıldım?” sorusu olmayacak mı?

Bizce bu tespitte bulunan AKP’liye verilebilecek çok güzel bir ceza var!

“Cezanın güzeli mi olur?” diye hemen celallenmeyin!

Elbette cezanın da güzeli olur!

Mesela bu AKP’li arkadaş önce AKP Genel Başkanlığı’na aday gösterilip ardından da başbakanlık koltuğuna oturtulursa en güzel cezaya çarptırılmış olmaz mı?

Görsün bakalım “düşük profilli” olmak ne demekmiş!

İnsan siyasetteki yol arkadaşlarını böylesine nasıl zorda bırakacak bir laf edermiş görsün bakalım!

Dediğimiz gibi ya “dediklerinin farkında” değiller ya da “ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor!”

Beyinlerine fazla yük bindirmeden beyincikleri ile işleri idare etmeye çalışıyor olmalılar!

Ya arkasından kuyusunu kazarak “başbakanlığı” bırakmasını sağladıkları Davutoğlu için sarf ettikleri sözler!

Sanki dün göklere çıkararak o makama getiren kendileri değilmiş gibi şimdi arkasından etmedik laf bırakmıyorlar!

“O tez yazarken” diye başlayan cümleler kurup kendilerinin olağanüstü gayreti ile Davutoğlu’nun hak etmediği makamlara geldiğini ima etmeye çalışıyorlar!

Bu tutarsızlıklarının milletin gözünden kaçtığını sanıyor olabilirler ama her şey gözler önünde cereyan ediyor!

Millet her şeye tanık oluyor!

Birbirleriyle adeta kanlı bıçaklıymış gibi davrananlar da milletin gözünden kaçmıyor!

“Beraber yürüdük biz bu yollarda” diye şarkı söyleyenlerin yerinde şimdilerde yeller esiyor! On-on beş yılda bu hale gelenler hâlâ istikbal vaat ediyor mu? Ne dersiniz?