Canilerin cezasını anneler versin
Gazeteler cinsel istismara uğrayan çocukların hazin öykülerini yazıyor. Masum yüzlerinde acının izleri var çocukların. Bizler her seferinde caniye lanetler okuyor, çocuğun ihlal edilen hakları için harekete geçiyoruz. Fakat olay gündemden düştüğünde, neme lazımcılığa bürünüyor ve köşemize çekiliyoruz. İlginçtir, insanlarımızın büyük çoğunluğu sapığa yoğunlaşırken, mağdur edilen çocuğu unutup gidiyorlar. Oysa aslolan çocuklarımızın güvenliğidir.
Çocuklarımızın güvenliğini tehdit eden ve cinsel istismara yönelen sapıklar hak ettikleri cezayı bulmalıdırlar. Hatta bu canilerin cezalarını bizzat anneler vermelidir. Caninin cezalandırılması çocuğun benliğinde açılan yarayı tedavi etmeyecektir. Fakat en azından annenin gönlüne su serpilmiş olacak.
Tacizin getirdiği yıkım çocuğun bütün hayatını etki altına alır. O nedenle aile zaman her şeyin ilacıdır deyip olayı geçiştirmemeli, çocuğun bundan sonraki yaşamını, yaşadığı travmayı dikkate almalı ve onu bir çocuk psikiyatristine götürmelidirler. Çünkü yaşanan istismarın izleri çocuğun sadece şimdiki yaşantısını değil gelecek yaşantısını da etki altına alacaktır.
Çocuğun hal ve tavırlarındaki farklılıktan kuşku duyan anne onu hiç vakit kaybetmeden bir uzmana götürmelidir. Eğer çocuk gerçekten istismara uğramışsa bu durum ihmal edilebilecek bir durum değildir. Nitekim geçmişte yaşanan taciz olayı vaktinde ele alınıp, çocuğa gerekli destek sağlanmazsa, bu durum ileriki yaşlarda daha ciddi sorunlara neden olacaktır. Bu sorun çocuğun tek başına üstesinden gelebileceği bir durum değildir. Zira çocuk böyle bir durum karşısında normal gelişiminden sapabilir, insanlara olan inancını kaybedebilir, kendini dışlanmış ve çaresiz bırakılmış hissedebilir. Olayın yaşandığı günlerde çocukta tekrar eden kâbuslar, rahatsız edici düşünceler ortaya çıkabilir. Çocuk küçük bir tepkimede olayı yeniden yaşar ve ani öfke patlamaları ortaya çıkar. Çocuk bir erişkinin kendisine zarar verdiğinin farkındadır, artık insanlara güvenmemektedir. Artık arkadaşları ile bir arada yaşamaktan dahi korkmaktadır. Ders başarısı düşmüştür, çocuk vaktin çoğunu yalnız geçirmektedir. Çocuğun duygu ve düşünceleri bir uzman eşliğinde yeniden yapılandırılmalı ve bu yara vaktinde tedavi edilmelidir.
Caninin durumuna gelince, bu konu öteden beri tam anlamıyla çözüm bulamamış bir konudur. Nitekim çocuk tacizcilerinin çoğu bir müddet cezaevinde kaldıktan sonra dışarı çıkıp topluma karışıyorlar. Peki, bu durumda anneler kendilerini nasıl avutacaklar? Başta da söylediğim gibi bana kalırsa bu canilerin cezalarını yüreklerindeki yangını söndüremeyen o anneler vermelidirler. O çocukların intikamını anneler almalıdırlar. Belki de bu düşüncemi sakıncalı buluyor ve aklı ile değil duyguları ile konuşuyor diyebilirsiniz. Fakat söz konusu çocuklarımızın güvenliği olunca duygularımın sesini bir türlü bastıramıyorum…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.