Bu cümleleri dikkate alın!
Konumuz ABD'de sıkıyönetim ve toplama kampları! Nasıl mı? 24 Mart 2006'da “ABD'de neden toplama kampı hazırlanıyor” başlıklı bir yazı yazdım. Bazıları, “tanrılarına hakaret etmişim gibi” öfke ile saldırıya geçti. O yazı ile bugün aktaracağım gelişme arasındaki bağlantıya özellikle dikkat çekmek istiyorum. Şu ifadeleri kullandım:
“FEMA (Federal Acil Yönetim Ajansı) yeniden yapılanıyor. Hem de nükleer saldırı, isyan ve iç savaşa göre. Olağanüstü hal ve sıkıyönetim yasaları yeniden belirleniyor. Bankacılık işlemlerinden vatandaşlık yasalarına kadar ABD olağanüstü şartlar için hazırlık yapıyor. ABD çapında 800 toplama kampı/cezaevi hazırlandı. Hepsi mahkum kabul etmeye hazır ama şu an hepsi boş. FEMA tarafından yönetilecek bu kampların bir çoğu binlerce insanı barındıracak nitelikte.” Ve şu soruları sordum: “ABD neye hazırlanıyor? Dünya nereye gidiyor? İyimserliğimizi koruyalım ama gerçekleri de görelim…”
Aynı iddiayı 29 Mayıs 2008'de tekrarladım. “Aç insanlar için toplama kampları mı yapılacak” başlıklı yazıdaki ifadelerden bazıları şöyleydi: “ABD ve İngiltere'nin askeri müdahalelerinin büyük bir krizin kapılarını açtığını, bunu Asya ekonomilerini vuracağını, iç ve dış tehditler nedeniyle Transatlantik Eksen'in çökeceğini, doların sığınak olmaktan çıktığını, altına (ve kaynaklara) yönelişin başladığını, ABD'deki ideolojik kadronun bu çöküşü durduramayacağını, tehdidin giderek büyüyeceğini…”
“Avrupa Birliği'nin “akil adamları” 20 Nisan'da çok önemli bir bildiri yayınladı. Bu bir anlamda bütün dünyaya yönelik bir acil çağrıydı, uyarıydı. Dünyanın görülmemiş bir felakete sürüklenebileceğine yönelik dikkat çekme çabasıydı. Bildiride, “Hiçbir kurala bağlı olmayan bankacılık sektörü son yirmi yılda büyümekten başka bir şey yapmadı. Dünyanın en büyük üç derecelendirme kuruluşu, saçma sapan menkul kıymetlere görece olarak risksiz notu verdi. Bir yatırım bankası spekülasyon yaparak milyarlarca dolar kazandı. Her şey satılık olduğunda toplumsal birlik ufalanırken sistem çöküyor” denildi.
Bu bir spekülasyon değil. Karamsarlık yaymak da değil. Krize ve yolsuzluğa batan finans sistemi, yıllardır dünya ekonomisini rehin aldı, şimdi nihai noktaya dayandı ve çöküş başladı. Ancak para patronları, finans sistemi şimdi çöküşü engellemek, kayıpları telafi etmek, küresel saltanatını sürdürmek için acımasız ve gayri insani yöntemlere başvuruyor.
Kriz, ABD krizi olmaktan çıktı. Finans sistemi yeni bir düzen inşa etmek için insanlığın bütün birikimlerini adeta emiyor. Böyle devam ederse, iki yıl içinde bütün tehdit değerlendirmeleri değişecek. Dinsel, ırksal, kültürel farklılıkların değil, aç insanların tehdit olarak görüldüğü, askeri güvenlik projelerinin bu yeni tehdide göre şekillendiği, kitlelerin hızla sistem dışına itilip kontrol edilmeye çalışılacağı bir dünya şekillenecek. Aç insanlar toplumsal yasa dinlemez. Aç insanlar devlet/düzen dinlemez. Aç insanlar silahla/güçle kontrol edilemez…”
Bunlar önceki yazılardan hatırlatma. Şimdi bugüne gelelim: Amerikan tarihinde ilk kez ordu, iç güvenlik için konuşlandırılmaya başlandı. 11 Eylül dönemlerinde planlaması yapılan askeri birimler şimdi 24 saat ülke içinde kontrol için görevlendiriliyor. Bu uygulama 1 Ekim'den itibaren başlıyor. Ülke içinde konuşlandırılacak ilk askeri birim, ABD Kuzey Komutanlığı'na (NorthCom) bağlı.
Bu birlik neye karşı savaşacak? Nükleer saldırı, iç savaş ve toplumsal kaosa karşı. Kitleleri kontrol altına alacak. Çatışma sonrası için gerekli sorumlulukları yerine getirecek. Aylardır bunun tatbikatı yapılıyor.
İşin tuhafı bu görevi alacak birlik ABD'nin en kanlı askeri birimleri arasında. Irak'ta görev yapan askerlerden oluşuyor. 1 Ekim'de yeni görevine başlayacak birlik üç kez Irak'a gönderilmiş. Başka da böyle bir görevlendirme söz konusu değil. Bu çok olağandışı bir durum. Tıpkı toplama kampları gibi.
2004 yılıydı. Ne dedik? Küresel kriz ABD'yi tahminlerin ötesine vuracak. Belki de çöküşü başlatacak. Ardından bu köşede değişik tarihlerde ve sayıda yazılan yazıların hepsinde; bunun sadece ekonomik kriz olmadığını, siyasi kriz olduğunu, ABD içinde büyük toplumsal sorunlara yol açacağını, olağanüstü yasaların bugünlere hazırlık için değiştirildiğini hep tekrar ettik.
Alman Maliye Bakanı: “ABD finansal açıdan süper güç özelliğini kaybetti. Dünya eskisi gibi olmayacak” demiş. Bu sözlerin dört yıl önce söylenmesi gerekiyordu. Bu sözlerin o tarihlerde burada sıkça söylendi.
Doğru; ABD sadece mali açıdan değil siyasi ve toplumsal açıdan da ağır bir bunalıma sürükleniyor. Olağanüstü yasalar ve uygulamalar hep bugüne hazırlık için. Ordu ilk kez içeride kullanılacağı gibi, “toplama kampları”nın da gerçek olma ihtimali çok yüksek. Aynı askeri birimlerin, Kasım seçimlerini de yöneteceğini, Cumhuriyetçilerin elini güçlendireceğini, belki de seçim sonrası gerginliği bastırmada da kullanılacağını şimdiden söyleyelim.
BAYRAM: Bu kadar keyifsiz ifadelere rağmen bugün yine de bayram! Sevinci hep birlikte yaşamak istiyoruz. Birlikte yaşayarak çoğaltmak... Gelin, öyle yapalım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.