Vazgeçilmezden vazgeçmek!
AKP’lilerin içine düştüğü durum gerçekten yürekler acısı!
Söylemleri ile eylemleri arasında dağlar kadar fark var!
Bir yandan görevinden ayrılmak zorunda bırakılan Başbakan Davutoğlu’nu sahipleniyor ve “AKP’nin vazgeçilemez kıymetidir” diyorlar!
Sosyal medyada bazılarının “hadlerini aşan değerlendirmeler” yaptıklarını ifade ederek, “Başbakan Davutoğlu’nu incitmeye yönelik bu değerlendirmelerin karşısındayız” diyorlar! “Hiç kimsenin başarılı bir başbakanlık geçiren bir kişiyi böyle yıpratmaya hakkı olmadığını” söylüyorlar! Lafı, “Başbakan’ı kimseye yedirtmeyiz” demeye getiriyorlar!
Sonra da Başbakan’ın görevinden ayrılmasına sadece seyirci kalmakla yetiniyorlar! Başbakan Ahmet Davutoğlu AKP’nin “vazgeçilemez bir kıymeti” idiyse niye O’nun görevinden ayrılmasına seyirci kaldılar?
Yani vazgeçilemezden niye vazgeçtiler?
Bu sorunun cevabı yok!
Bir taraftan O’nu aşırı sahiplenirken bir taraftan da ipinin çekilmesine adeta alkış tutuyorlar! Hatırlarsanız Başbakan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Başbakan’ın kendi kararıdır, hayırlı olsun” demesine rağmen bu sonucun “kendi isteği sonucu ortaya çıkmış bir sonuç” olmadığını söylemişti!
Şimdi kalkıp sosyal medyayı “Başbakan’ı incitiyorsunuz” diye suçlamanın ve “Buna izin vermeyiz” diye efelenmenin anlamı var mı?
Başbakan’ı kim incitmiştir?
O’nu görevden ayrılmaya zorlayan Beştepe mi? “Görevden ayrılmak zorundayım” derken yalnız bırakan MKYK’da beraber çalıştığı arkadaşları mı?
Yoksa ayrıldıktan sonra yayın yapan sosyal medya mı?
Evet, kim Başbakan Davutoğlu’nu daha çok incitmiştir?
Bize kalırsa AKP sözcüleri “hedef şaşırtmaya” çabalıyor!
Tamamen “omuzlarında olan bir vebali” başkalarının üzerine yıkarak kendilerini “aklamaya” uğraşıyorlar!
Bu tür sözleri sarf etmeden önce takım arkadaşlarının yazdıklarına bir göz atsalar! Yahu birbirleri hakkında demedikleri kalmadı! Neredeyse belden aşağı laflarla birbirlerine saldıracaklar!
AKP’lilerin içine düştüğü bu durum gerçekten yürekler acısı!
Ve aralarından hiç kimse bu vahim gidişata “dur demek” için bir adım atmıyor!
Suçu hep başkalarında arıyorlar! Kabahat hep karşıdakilerin oluyor! Bir kalemde “harcadıkları” ismi son anda “vazgeçilmez” olarak ilan ederken yüzleri de hiç kızarmıyor!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.