Everlast
Erik Schrody 1969 New York doğumlu meşhur bir müzisyen. Sahne adı Everlast olan Grammy ödüllü şarkıcı ve söz yazarı Schrody, yarı Alman yarı İrlanda kökenli.
1992’de “House of Pain”, yani “acı evi” isimli bir rock müzik grubu kuran Erik Schrody birçok başarıya imza atar, platin plak ödülleri kazanır. Grup, 1996 yılında üçüncü albümünün çıkmasının hemen ardından dağılır.
Albümün çıktığı ve grubun dağıldığı gün Erik bir duyuru yapar.
Müslüman olmaya karar vermiştir.
Yaklaşık on sene boyunca irtibatta olduğu müslüman Beşir ailesinin basit ve örnek hayatından etkilenmiştir. Bir katolik olarak İslam’ın Hz. İsa’yı reddetmediğini, ama bir tanrı ya da tanrının oğlu değil de etten kemikten bir peygamber olarak gördüğünü öğrenmek onu son derece şaşırtmıştır.
Müslüman olunca hayatında önemli bir yeri olan içki ve sigarayı bırakır.
Erik, grup yıllarından sonraki ilk solo albümünü yapmasının hemen ardından, 1998 Şubatında bir ciddi bir kalp krizi geçirir.
Ölümden dönmüştür.
Nekahat döneminde evinde dinlenirken, dünya çapında meşhur olacak bir şarkı yazar. Evi bir dağın eteklerindedir. Bir akşam üstü, gün batarken şehirde tek tek yanmaya başlayan ev ışıkları ona ilham verir. O evlerde günahkârlar, aşıklar, katiller, çocuklar vardır ve hepsi karanlık çökerken ışığa ihtiyaç duymaktadır.
Eninde sonunda hepimiz yakalayacak “ölüm”, karanlıkta saklanan bir canavar gibi bizi beklemektedir. Yatağının altında saklanan canavardan korkan bir çocuk gibi sığınacak bir yer, bizi teskin edecek bir yetişkin, hiç olmazsa bir fikir ararız.
Everlast’ın şarkısında yardıma bir melek gelir ve sözlerinin sonunda tüylerimizi diken diken eden bir hakikati fısıldayıverir:
şimdi! siz bütün günahkârlar
ışıklarınızı açın, ışıklarınızı açın
şimdi! siz bütün aşıklar
ışıklarınızı açın, ışıklarınızı açın
şimdi! siz bütün katiller
ışıklarınızı açın, ışıklarınızı açın
şimdi! siz tüm çocuklar
ışıklarınızı açık bırakın, ışıklarınızı açık bırakın
çünkü bir canavar var
yatağımın altında yaşayan,
kulağıma fısıldayan
bir melek var, eli başımın üzerinde
korkacak bir şeyin yok diyor
ruhumun derinliklerinde yaşayan bir karanlık var
ama halen uğruna çalışacak bir amacım da var
bu yüzden tanrım izin ver ışıkların aydınlatsın karanlığımı
tanrım! aklımı kaybetmeme izin verme
aklımı kaybetmeme
şimdi! siz bütün günahkârlar
ışıklarınızı açın, ışıklarınızı açın
şimdi! siz tüm çocuklar
ışıklarınızı açık bırakın, ışıklarınızı açık bırakın
çünkü bir canavar var
yatağımın altında yaşayan,
kulağıma fısıldayan
ve bir melek var, eli başımın üzerinde
korkacak bir şeyin yok diyor
“çünkü”, diyor:
la illahe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)
İslam’la sonradan buluşanların Müslümanlığı bambaşka oluyor.
Belki gerçek bir arayışa girmeden “bulduklarımızın” kıymetini takdir edemiyoruz, belki o karanlık canavarın dehşetini hissetmemek için zihinlerimizi mütemadiyen uyuşturuyoruz.
Ne diyelim! Allah tüm müslümanlara böyle bir şuur ve kavrayış nasip etsin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.