Müslümanların dünyevileşmesi (1)
Evrende özünden uzaklaşma temayülü gösteren tek varlık insan. Bunu anlamak için başınızı kaldırıp, çizdiğiniz zikzaklara bakmanız kâfi. Fakat nedense her seferinde bir yolunu bulur ve kendinizi temize çıkarmayı başarırsınız. Nitekim kendilerini tanıtırken “muhafazakâr dindarım” diyenlerin dahi otuz yıl evvel tenkit ettikleri şeyleri bugün şiddetle savunduklarını görüyoruz. Geçmişte israfın getirdiği maddi ve manevi zararlara vurgu yapan insanların bugün boyunlarına kadar israfa battıklarına şahit oluyoruz. Geçmişte faiz, zina, kul hakkı, namaz ve İslam’ın bütün ilkelerini merkezi bir noktada değerlendiren bu kimselerin birçoğunun bugün bu değerleri ayaklar altına aldıklarını görüyoruz. Başta da dediğim gibi insanoğlu aslına yabancılaşan ve varoluş gerçeği ile çelişen tek varlık.
Müslümanlar uluhiyet hususunda hassasiyet göstermiş olsalardı, kutsallaştırdıkları ne varsa hayatlarından çıkarır ve yaşamlarının merkezine İslam’ı koyarlardı. Fakat ne acıdır ki, bugün Müslümanların bakış açıları ve algıları tamamen değişmiş durumda. Takva sahibi samimi Müslümanlar, güvensiz ve zayıf olarak tanımlanıyor. Günümüz Müslümanının hayata bakışı seküler boyutta değişmiş hatta dönüşmüştür. Onlar sizin yaşantınızla, düşünce ufkunuzla, ideallerinizle, verdiğiniz mücadele ile ilgilenmiyor. Onlar için nasıl olduğunuz değil nasıl yaşadığınız önem arz ediyor. Nelere sahip olduğunuz, hangi semtte yaşadığınız, aracınızın markası, kazancınız, kariyeriniz, sosyal çevreniz dikkate alınıyor. Siz eğer bunlardan hiç birine sahip değilseniz istikametinizin hiç önemi olmuyor.
Müslümanların ekonomik seviyelerinin yükselmesi onların bakış açılarını değiştirdi. Dünün mücahitleri artık dünya hayatını daha cazip görmeye başladılar. Adalet, iyilikseverlik, erdem ve faziletlerin yerini daha iyi daha konforlu yaşam söylemleri aldı. Müslümanlar sahip oldukları ekonomik imkânların kendileri için bir imtihan vesilesi olduğunu unuttular ve mülk üzerinden hükümranlık kurmaya kalktılar. İyilikseverlik ve dürüstlük bu insanların nazarında geçerliliğini kaybetti. Peki, şimdi ne olacak?
Öncelikle Müslümanların “ben kimim” sorusunu yeniden sormaları ve Kur’an’ı bir hayat rehberi olarak okuyup, içselleştirmeleri gerekir. Yani benliklerimizde yeni bir inşa yoluna gitmeye mecburuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.