M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Sözüm Müslümanlaradır

Sözüm Müslümanlaradır

ATEİSTLERE, materyalistlere, pozitivistlere, âhireti, hesabı kitabı, Cenneti, Cehennemi inkar edenlere ne diyeyim?

Bu fakirin sözü, öncelikle Müslüman kardeşlerimedir.

Onlar, zamanı gelince, herkesin bu dünyada yaptıklarından dolayı hesap vereceğine inanırlar.

Onlar yalan söylemenin, iftira gıybet tecessüs etmenin, laf taşımanın, haram kazanıp haram yemenin, haramla zengin olmanın, kul hakkı altında kalmanın kötü, çirkin, büyük günah olduğuna inanır.

Benim sözüm onlaradır.

Gelin kardeşler, hiç yalan söylemeyelim, zararlı laf etmeyelim; söylediğimiz ve yazdığımız hep doğru olsun.

Hep ıslah için çalışalım, dolaylı şekilde olsa da fitne, fesat ve tefrika çıkartmayalım.

Dine ve mukaddesata hizmet edelim, onları istihdam etmeyelim.

İki aşırı uç olan, yıkıcı muhalefet ile yağcılığı ve yalakalığı bırakalım.

Nifaktan, şikaktan, tefrikadan, şeytanî çekişme ve tepişmelerden uzak duralım.

Ucuz, yüzeysel Müslümanlık edebiyatını bırakalım, özde ve işte Müslüman olalım.

Suriyede olup biten korkunç ve dehşetli facialardan ibret alalım, toparlanalım.

En ehliyetli, liyakatli, istidatlı, zeki, vatansever, ahlaklı, faziletli, meziyetli çocuklarımızı öncelikle subay, öğretmen, din hizmetlisi yapalım.

Birtakım şarlatanların dinimizi mıncıklamalarına, din magazini yapmalarına karşı çıkalım.

Ramazana az kaldı, memleket terör, fitne, fesat yangınları içinde.

Kutsal ay için ne gibi hazırlıklar yaptık?

Nice yerde halk sokağa çıkmaktan korkuyor, bunun sonu ne olacak?

İslama, Kur’ana, Sünnete, Şeriata göre azgınlık olan bin türlü kötülük açıkça, utanmazca, küstahça işleniyor.

Şu sayacağım kötülüklerin, her biri, tek başına ülkeyi, toplumu çökertmeye yeter:

Ribanın son derece yaygın hale gelmesi… Zinanın yaygınlaşması… Müslüman halkın, dinin direği olan namazdan kopması… Ahlakın bozulması… Namazın yitirilmesi…

Birtakım iç ve dış derin güçler İslam’ın içini boşatmak istiyor. Bunun sonu iyi olmaz, tokat gelir tokat…

Önce Şeriat gitti, sonra din, şimdi imanlar tehlikede.

Öğrencilerinin tamamının beş vakit namazı cemaatle kılması gerektiği halde, büyük kısmının kılmadığı ne çok din okulu açıldı?

Tesettür bile birtakım bezirganlar tarafından ne hale getirildi?

Allah Kur’anda, Resulullah (Salat ve selam olsun ona) Sünnetinde israfı yasak etmiş iken; biz ne korkunç ve azgın bir israf, lüks, şatafat, gurur ve kibir, gösteriş içindeyiz.

Kutsal ay gelince namazsız oruçsuz hafif meşrep birileri yine soracak: Öpüşmekle oruç bozulur mu? Oruçlu kişi bikini mayoyla karı erkek karışık plajda denize girebilir mi? Yılışık yılışık kıkır kıkır gülecek birileri.

Susamlı pide mi, çörek otlu pide mi?

Dindar Müslümanlar niçin Ümmet, Hilafet, Şeriat, İslam ahlakı, İslam hikmeti, İslamî eğitim, İttihad-ı İslam, iman kardeşliği diye feryat etmiyor?

Müslümanlar niçin misyonerlerin kendi dinlerine ettiği hizmet kadar Tevhid dinine hizmet etmiyor?

İslam alemi bozuk… Ortadoğu bozuk… Dünya bozuk… Şirk, küfür, nifak, azgınlık kazanları fokur fokur kaynıyor.

Bangladeşte muhterem Müslüman bir zat idam edildi.

Tacikistanda on sekiz yaşından küçüklerin camiye gitmesi yasak. Her yerden kötü haberler geliyor. Bunları yeterli şekilde protesto ediyor muyuz?

Emr-i mâruf ve nehy-i münker farzını yerine getiriyor muyuz?

Bu farzı eda etmeyen bir İslam toplumunun üzerine azap ineceğini bilmiyor muyuz?

Eskiden Ayasofya edebiyatı yapardık, şimdi onu da gevşettik.

Fitne fesat yangınları bacayı sardı, bizim nicemiz keyfiyle, yeme içme zevkleriyle, israflarla, yan gelip yatmakla, oh kekâh ile meşgul.

Bir kısım Müslümanların bugünkü zenginliği, lüksü, israfı, şatafatı, debdebesi, har vurup harman savurması, dağıtması; o rüküş Süslüman kıyafetleri, o sorumsuzluklar, o gaflet bizi düşündürüp korkutmuyor mu?

Ansızın bir şeyler olabileceğinden havf etmiyor muyuz?

Sodom Gomore’yi, Ad ve Semud’u, Pompei’yi, Titanic’i düşünmüyoruz.

Balkan Harbi facialarının… Jön Türklerin Osmanlı devletini cihan harbine sokup batırmalarının… Hilafet-i İslamiyeninin yıkılmasının acılarını çekiyor muyuz?

Trabzon mebusu Ali Şükrü beyin haince şehid edilmesi…

İskilipli Âtıf Hocanın Ankarada bir sabah vakti idam edilmesi…

Yakın tarihimizin bin bir faciası…

Millî arşivimizin bir kısmının balyalar halinde Bulgarlara okkası 2,5 kuruştan satılması…

Şapka devrimini tenkit eden Erzurumlu bohçacı kadın Şalcı Bacının idam edilmesi…

Önümüzdeki Ramazanda Müslüman halkın yüzde yirmisi oruç tutacak mı dersiniz?

Bazı sözde dindarlar susamlı pideyi mi tercih eder, çörek otlusunu mu?

Mehdi’nin zuhuru… İsa aleyhisselamın nüzulü, Melhâme-i Kübra, mantar şeklinde büyük ateş topu… Fıratın yatağından çıkan altınlar… Altına tapan beyinsizlerin oraya hücum edip helak olması… Deccallar Kezzablar…

Âhir zaman âhir zaman… Gaflet ve fuhşiyyat pek yaman…

27.05.2016

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi