Daha Önce Görülmemiş Hürriyet Var
Birinci Soru: Cumhuriyetin 1924 ile 1938 yılları arasındaki devir; demokrasi, insan hakları, fikir ve din hürriyeti, tolerans bakımından bugünkünden ileri miydi? Eşit miydi? Yoksa bugünkünün çok altında mıydı?
Cevap: O devirde demokrasinin d’si yoktu, zâlim ve acımasız tek parti rejimi vardı. Halkın temel insan haklarına ve hürriyetlerine riayet edilmiyordu. Rejimin astığı astık, kestiği kestik idi. Adaletsiz İstiklal Mahkemeleri dehşet saçıyordu. Din ve fikir hürriyeti ayaklar altına alınmıştı. Toleransın zerresi yoktu.
2. Bugün demokrasi var mı?
Cevap: Cumhuriyet tarihinde görülmüş en geniş demokrasi bugün uygulanıyor? Daha önce ne Ebedî Şef M. Kemal, ne Millî Şef İsmet, ne Adnan Menderes Celal Bayar, ne askerî darbeler, sivil rejimler zamanında bu kadar demokrasi olmamıştı.
3. Sen bu demokrasiyi alkışlıyor musun, beğeniyor musun?
Cevap: Bir Müslüman olarak demokrasiyi din gibi benimsemem. Bendiniz muhalifim. Sosyal, kültürel ve islamî muhalefet yaparım. Demokrasi, benim gözümde, bozuk bir düzenden, hak ve âdil düzene geçmek için bir köprüdür. Yazık ki, Müslümanlar ve İslamcılar bu köprüden geçemediler. Bir kısmı, bozuk düzenin haram nimetlerine saldırıp ganimet toplamaya başladılar. Köprünün üzerine lüks binalar yaptılar.
4. Cumhuriyet tarihinde en geniş din, inanç, vicdan hürriyeti ne zaman olmuştur?
Cevap: AK Parti iktidarı zamanında olmuştur. Bunu inkar etmek mümkün değildir.
5. Ama din sömürüsü de yapılıyor…
Cevap: Evet yapılıyor. Hem din hürriyeti var, hem din sömürüsü. Bu konuda en ağır yazıyı bendeniz kaleme almış bulunuyorum. Lütfen /Fikriyet Eygi Allah Cezanızı Versin/ başlı yazıyı ve eklerini okuyunuz. Din sömürüsünü kötülemek ve protesto etmek konusunda bu fakirden daha ağır yazan, islamî kesim içinde özeleştiri yapan dindar bir yazar yoktur.
6. Müslümanlar ve İslamcılar demokrasinin, çoğulculuğun, insan haklarına riayetin sağladığı imkan ve fırsatları değerlendirebildi mi?
Cevap: Maalesef değerlendiremediler. Gerçek, samimî, ahlaklı, faziletli, temiz dindarların içine; birtakım münafıklar, soyguncular, goygoycular, yarı mühtediler, hergeleler, arivistler, aktivistler, maceraperestler, mukaddesat bezirgânları, yetersizler, ehliyetsizler girdi ve islamî hareketi ve hizmetleri kirlettiler.
7. Çoğunluğu ve nüfus olarak dominant faktörü oluşturan Müslümanların en büyük kusurları ve eksikleri nelerdir?
Cevap: Altı büyük ve ölümcül noksanları var: (1) Halkı uyaracak, aydınlatacak, bilgilendirecek, yönlendirecek, irşad edecek icazetli Sünnî ulema ve fukaha yetiştiren gerçek ve yasal İslam Medreseleri yok… (2) Halkın olgunlaştıracak yasal Tasavvuf tekkeleri ve tarikatları yok… (3) Vasıflı ve ehliyetli Müslümanlar yetiştirecek gerçek İslam Mektepleri ve eğitim sistemi yok… (4) Ümmet teşkilatı yok… (5) Kendisine biat ve itaat edilen râşid, âdil, muktedir bir İmama sahip değiller… (6) Hedefe ulaştıracak dört başı mâmur, efradını câmi, ağyarını mâni; bir kurtuluş, hizmet, ıslah, asla dönüş plan ve programına sahip değiller.
***
(Gençlere: Yazılarımda birtakım kelime ve ıstılahlar geçmektedir. Bunların mânalarını internetteki sözlüklerden öğrenirseniz, hem kelime dağarcığınız, hem de kültürünüz artmış olur. Sizi cahil bırakmak isteyenlerin etrafınıza çizdiği sınırların içinde kalmayınız.)
28.05.2016