İbrahim Kahveci

İbrahim Kahveci

Fatura 11 lira ama....

Fatura 11 lira ama....

Maliye Bakanı Naci Ağbal açıkladı “2002 yılında, yaklaşık olarak topladığımız her 100 liralık verginin yüzde 85’ini sadece faize ödüyorduk. Halbuki şimdi bu oran yüzde 11’e indi.”

Sayın Bakanın açıklamasına göre eskiden 100 liranın 85 lirası faize giderken şimdi 11 lirası gidiyor. Yani baya büyük bir para artık harcama-yatırım için cepte.

2002 yılında devletimiz 59 milyar 760 milyon lira vergi toplamış. Bunun yanında yine devletimiz 17 milyar 308 milyon lira sabit sermaye yatırımı (yol-su-elektrik) gerçekleştirmiş. Yani toplanan verginin yüzde 29’u kadar yol-su-elektrik yatırımı gerçekleştirilmiş. Oysa devletimizin aradan geçen onca yıl sonra sabit sermaye yatırım tutarının vergiye oranı artmamış, tersine azalmış. Mesela 2010 yılında %22,7; 2011 yılında %21,3; 2012 yılında %21,9 ve 2013 yılında %24,3olmuş. (Veriler: Kalkınma Bakanlığı sitesinden alınmıştır)

Demem odur ki devlet aradan geçen yıllarda hem daha çok vergi toplamış, hem faiz gideri azalmış ama nedense bir türlü yatırım yapacak bütçeyi artıramamıştır.

İyi ama nereye gidiyor bu paralar?

Bakın 2002 yılında 59,7 milyar lira vergi toplanırken GSYH’mız 350,5 milyar liradır. Yani 2002 yılında devletin topladığı vergi; ekonominin yüzde 17,0’sine denk geliyordu. Yine Kalkınma Bakanlığı verilerinden hareketle 2013 yılında GSYH’la 1 trilyon 567 milyar lira iken, devletin topladığı vergi 322 milyar 004 milyon lira olarak görülüyor. Bu ne anlama geliyor? 2002 yılında toplanan vergi oranı yüzde 17,0 iken, 2013 yılında vergi oranı yüzde 20,5’e yükselmiştir.

***

Şimdi birlikte düşünelim:

1-Faiz faturası %85’den %11’e düşmüştür.

2-Toplanan verginin GSYH’ya oranı yüzde 17,0’den yüzde 22,5’e yükselmiştir.

3- Ekonomideki büyümeden en büyük payı devlet almıştır.

4-Devletin yatırım giderlerinin vergiye oranı %29,0’dan %24,3’e düşmüştür.

Nasıl oluyor bu şimdi... Gelin siz çıkın bu hesabın içinden.

Daha daha çok vergi toplanıyor, daha daha az faiz gideri var ama daha daha az yatırım oluyor. Neden?

Burada bir soru daha var: Devlet bütçeden gider yapmadan “garanti vererek” büyük yatırımlar gerçekleştiriyor. Mesela 3. Havalimanı, mesela 3. Boğaz Köprüsü, mesela Körfez Geçiş Köprüsü....

İşte sorun da burada başlıyor. Devlet garanti vererek, kanun zoru ile gelir oluşturarak çok yüksek maliyetler yükletecek şekilde yatırımlar yaptırıyor. Mesela 3. Köprüyü ve kısa bağlantı yolunu 52 liraya geçeceğiz; mesela Körfez Köprüsünü 35 dolara geçebileceğiz. Benzer maliyetler bir çok yatırımlarda karşımıza çıkmaya başlıyor. Mesela HGS’den öyle cezalar geliyor ki, kimse geçiş yapmamış olsa bile devlet fatura yolluyor.... İster öde, istersen koca devletini mahkemeye veren vatan düşmanı bir birey ol... Tercih senin...

Bunlar yetmediği gibi artık devlet tasarrufunu da kanunla düzenliyor. İstersen katılma... Sen bilirsin.

***

Olay şu: Eskiden çalışırken 100 lira maaş alıyordun ve bunun 65 lirası kadar emekli olunca maaşın oluyordu. Devlet dedi ki “bu para çok. Artık çalışırken aldığın paranın sadece yüzde 35’ini emekli olduğunda alabilirsin.” İster beğen ister beğenme... Senin seçtiklerinden oluşan MECLİS bu kanunları çıkartıyor.

İyi bir emeklilik hayal ediyorsan borsacı olacaksın, faizci olacaksın. Paranı devlet zorla kesecek ve sonra fonlar ile yönetip senin adına para biriktirecek.

Hatırlayın 80’li yıllarda Rahmetli Turgut Özal’ın zorunlu konut kesintisinin parasını bu iktidar ödemişti. Ama şimdi sorunlu tasarruf dönemi yeniden başlıyor. Devran böyleymiş.

Şimdi diyorlar ki; elektrik dağıtımı yapan şirketler 12 milyar dolara özelleşti. Bu şirketlerin yaşaması gerekiyor. Bu nedenle bütün maliyetler faturalandırılıp vatandaşa ödetilecek.

Kısaca diyeceğim şudur: 2002 yılında Milleti odağına alarak iktidara yürüyen bir siyasal yapının artık sermaye ve şirketlere bu kadar odaklanması; bu kadar devletçi olması pek hayra alamet değil.

Özal’ın yaptığı otoyol ve köprüleri 5-10 liraya geçebilirken AK Parti döneminde yapılan otoyol ve köprülerin 50-100 liraya geçilecek olması bir hesap hatası olmalı. Aksini düşünmek istemiyorum...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
İbrahim Kahveci Arşivi