Oruç insanın kendisiyle iletişimini güçlendiriyor
ORUCUN gençlerimizin eğitimine büyük katkısı vardır. Halden anlamayan, bencil ve ihtiras sahibi genç nesiller, orucun gerçek mahiyetini kavradıklarında, yaşamlarında köklü bir değişime gidecek ve fıtratlarına uygun hareket edeceklerdir. Günümüzde genç kuşağın en büyük sorunlarından biri, sabır ve tahammülden uzak olmaları ve tepkilerini kontrol edememeleridir. Orucun, hayatı günübirlik yaşayan bu gençlerimizin ruhsal gelişimlerine büyük katkısı vardır. Hz. Peygamber siz oruçluyken biri size sataşırsa ben oruçluyum diye cevap verin buyurmaktadır. Efendimizin bu tavsiyesi orucun sadece kişinin kendisini yiyip içmekten men etmesi olmadığını aynı zamanda bütün azalarını bu sürece katması gerektiğini özetliyor.
Yani Allah için yiyip içmeyecekseniz, Allah için kötü söz söylemeyeceksiniz.
Allah için tevazu sahibi olacak ve gösterişten kaçınacaksınız.
Allah için insanların hatalarını af edeceksiniz. Alla için kötülere yol gösterip, kötü söze karşı sukut edeceksiniz.
Gözünüz, kulağınız elleriniz ayaklarınız, zihniniz akıl ve iradeniz İslam üzere olacak. Oruç sizin kör nefsinizi İslam’ın aydınlığı ile buluşturacak.
Oruç sizi içinde bulunduğunuz uykudan uyandıracak, bir bahar serinliği olup esecek. Oruç sizi iyiliğe çağıran bir dost olacak
Oruç fıtratınızda mevcut olan şefkat kapılarınızı açarak sizi insanlık ülkesine taşıyacak. Yaratıcınızla aranızda samimi bir iletişim kurmanızı sağlayacak ve sizi yalnızlığın dehlizlerinden kurtaracak. Sizin sabrınızı, insanlığınızı, mümince duruşunuzu ölçüp, kişiliğinizi yeniden inşa edecek.
İnsan varoluşsal hedeflerinden uzaklaştığında her şey ters yüz oluyor. Özünden uzaklaştıkça, Allah’la sonra kendisiyle ve çevresiyle iletişimini koparıyor. Fıtratıyla çelişiyor, etkin gücünü kaybediyor ve edilgen bir nesneye dönüşüyor. İşte yılın bir ayında tutulan oruç, insanın kendisiyle ve çevresiyle kopan bağlarını yeniden güçlendiriyor. Kişi Allah için yiyip içmekten vaz geçerek onun himayesinde dimdik duruyor, ona olan bağlılığını ikrar ediyor. Söz ve vakit israfından, dedikodudan, fitne, fesat ve fuhşiyattan uzaklaşıyor ve iç dünyasında kendini buluyor. Fıtratıyla uyumlu yaşıyor ve küçük bir bebek gibi yeniden okuyor hayatı. Allah’ın huzurunda nasıl davranması gerektiğini, nasıl hareket edebileceğini mütalaa ediyor, yalnız bir yolcu gibi yavaş yavaş ilerliyor ve insanlıkta bir adım daha öne geçiyor.
Oruç insanın ruhunu ve bedenini terbiye ediyor, ona insanlığın kapılarını bir bir açıyor. Sağanak bir yağmur gelip, yıkıyor günahları ve insanları çağın bütün kirlerinden arındırıyor. Mümin olmanın ayrıcalığını bütün hücrelerinde hisseden Müslümanlar, oruçla birlikte yeniden diriliyor ve hayata yeniden başlıyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.