DÜŞÜK ahlaklı biri sana iftira ederse, sen ona iftira etme.

Biri senin gıybetini yaparsa, sen onun gıybetini yapma.

Biri sana zulm ederse, sen ona zulm etme.

Kendini elbette savunabilirsin ama söylediğin her söz, yaptığın her iş doğru olmalı.

Her hâl ü kârda adalet ve insaftan hiç ayrılma.

Birisi zulümde, edepsizlikte, insafsızlıkta, yalanda dolanda, çirkeflikte çok ileri gidiyorsa, sen ona uyma. Bekle, sabr et. Öylesinin sonu iyi olmaz.

Kemik kavgası yapan köpeklerin arasında bulunma, onlarla hırlaşma. Sen köpek değilsin ki, kemik kavgası yapasın. Bırak köpekler köpekliğini yapsın.

Yüzde yüz haklı olduğun bir konuda iftiraya ve saldırıya uğrarsan, sesini hiç çıkartmadığın takdirde, sana zulm eden saldırgan nereden geldiğini anlayamayacağı bir sille ve tokat yer, yere serilir. Ona acıyorsan, kendini biraz savun, yiyeceği tokadın hafiflemesi ümit edilir.

Bu fitne ve fesat, nifak ve şikak devrinde Allahü tealaya iltica et.

Sadaka ver. Sadaka belaları def’ eder.

Allah rızası için ihlasla iyilik et, iyilik et. Mutlaka faydasını görürsün.

Gecenin oklarını kullan. Onlar nedir bilir misin? Zikirler ve dualardır. Onlarla hiçbir zalim baş edemez.

Allaha tevekkül et, O sana yeter.

İşlerini Allaha tefviz et (ısmarla).

Sana kötülük edene, düşmanlık edersen, bu düşmanlıkta ileri gitme, aşırıya kaçma. Bu, münafıklık alametidir.

En güzel intikamın afv olduğunu hatırından hiç çıkartma.

(İkinci yazı)

Edepli ve Terbiyeli Ol Biraz

Sen ahlaklı ve dindar bir Müslümansan, yaşım seninkinden çok ileri, benim yaşıma hürmet etmen gerekir.

Hayır yanlış arama, fakiri tenkit etme demiyorum. Yanılıyorsam, doğruyu sen biliyorsan elbette tenkit edeceksin ama yaşım dolayısıyla saygılı şekilde edeceksin.

Sende zerre kadar fikir yok, saldırıp hakaret ediyorsun o kadar.

Sen bir Müslüman olarak yaşlılarımıza hürmet etmekle, küçüklerimize şefkat ve merhamet göstermekle yükümlüsün.

Bu benim çıkarttığım bir kural değildir; Resul-i Kibriya aleyhi ekmelüttaya Efendimiz şöyle buyuruyor:

“Büyüklerimize hürmet etmeyen, küçüklerimize acımayan bizden değildir.”

Senin bana “bunak” demenle ben bir şey kayb etmem ama sen çok şey kaybedersin.

Sana sesleniyorum: Terbiyeli ol, edepli ol, nazik ol… Erkeksen beyefendi ol, kadınsan hanımefendi ol…

Şirret olma, yılışık olma, şımarık olma, eli bayraklı olma, zilli olma...

Sadece deli olma, delikanlı ol.

Efendi ol… İstanbul kültür ve görgüsüne sahip ol…

Bir kimsenin insanlık derecesi, düşmanlığından belli olur. Ruh asaletine sahip kişiler asilâne düşmanlık eder.

Mücamele kelimesini duydun mu hiç sen?

Salahaddin Eyyubî’yi düşün, ona düşmanları bile hayrandı.

Şeyh Şâmili düşün… Cezayir Emîri Abdülkadir’i düşün.

Cenevre savaş esirleri konvansiyonundan asırlarca önce İslam savaş hukukunu düşün. Hazret-i Ebû Bekirin Suriye ordusu kumandanına verdiği talimatını biliyor musun sen?

Müslüman geçinmekle kalma, Müslüman ol.

Hüseyin Rahmi’nin Tesâdüf romanındaki kenar mahalle karıları gibi pespaye şekilde kavga etme. Kaleminden nur aksın, necaset akmasın.

Unutma: Başkalarına attığın pisliklerin bir kısmı bizzarure senin üzerine de sıçrayacaktır.

Aynada suratına bak, anlarsın.

KİTAP FUARI İMZA GÜNÜ

(18 Haz. Cumartesi saat 15-18 arasında)

ÖNÜMÜZDEKİ 18 Haziran cumartesi günü öğleden sonra saat 15 ile 18 arasında, BEYAZIT kitap fuarı BEDİR Yayınevi 147 numaralı standında yeni yayınlanan EHL-İ SÜNNETİ SAVUNUYORUM isimli kitabımı imzalayacağım. (Kitapta indirilmiş İslam’ın doğru yorumu olan Ehl-i Sünneti yıkıp, yerine içi boş Şeriatsız ve fıkıhsız light ve ılımlı uydurulmuş bir din getirmek isteyen; reformcu, değişimci, yenilikçi, mezhepsiz, bid’atçi, bozuk, sapık akımlar tenkit edilmekte, Müslümanlar bu konuda uyarılmaktadır.)

16.06.2016