D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

10. Yıl Marşı Yasağı Veya Propagandaya Çanak Tutmak!

10. Yıl Marşı Yasağı Veya Propagandaya Çanak Tutmak!

Bir kere ben olsam, o marşı asla ve kat’a yasaklamazdım! Sebep: Yasaklamak ona bir değer atfetmeyi gerektirir! Bazı şeyler yasaktan güç alır. Kalabalıklar metne değil, anlama değil yasaklanmasındaki abesliğe takarlar. İşte bir sürü gösteri filan böyle ortaya çıkar…

(Bu arada ramazan günü akla ziyan gösteriyi yapanlara da, onlara biber gazı sıkanlara da akıl fikir niyaz ediyorum!) Onuncu Yıl Marşı düpedüz bir reklam ve yoğun propaganda marşıdır! 

Çıktık açık alınla on yılda her  savaştan;  On yılda on beş milyon genç  yarattık her yaştan. Başta bütün dünyanın saydığı  başkumandan; Demir ağlarla ördük Ana yurdu  dört baştan.  Her reklam metni gibi, o da bayatladı. Yenisinin yapılması gerekirdi. Bu 50.yılda denenmiştir, tutmamıştır. 75.yılda bir daha denenmiştir, daha kötü sonuç vermiştir. 75. yıl marşını hatırlayanlardan mısınız?  10. Yıl Marşı şarkı sözü yazılır gibi iki şaire yazdırılmış, besteletilmiş Cumhuriyetin 10. yılında okunmak üzere öğrencilere ezberletilmiştir. Ve sıkı durun, Mustafa Kemal Paşa tarafından da “Recep Beyin ilahisi” olarak hafifsenmiştir…Bunu ben demiyorum, özel kaleminden Haldun Derin hatıratında anlatıyor. (Çankaya Özel Kalemini Anımsarken,1995) 

On yılda her savaştan açık alınla çıkılmış! Cumhuriyetin ilk on yılında hangi savaşa girdik?. Demek ki mecazi savaş kastediliyor. Hani o “devrim” denilen işleri “savaş” olarak niteleniyor ise, bu savaş halkla yapılmış demektir. Kendi halkıyla savaşmanın öğünülecek, şişinilecek bir tarafı yoktur! On yılda on beş milyon genç yaratmak gibi, Ana yurdu demir ağlarla örmek gibi şişinme mevzuu yapılan hususlarda ise, sonraki on yıllarda çok farklı görüşlere varılmıştır. 

Türkiye artık karayolu ağırlığını kaybetmeden bir demiryolu siyaseti takip ediyor. Ancak, marşta övünme konusu yapılan Ana yurdun demir ağlarla örülmesi tarihi gerçekler bilindiğinde garip bir paradoks ortaya çıkmaktadır. O yıllarda, Türkiye sınırları içindeki demiryollarının ancak üçte birini Cumhuriyet yönetimi yapmıştı. Son yıllarda hızlı tren hatlarının peş peşe açılması, 10. Yıl Marşı’ndaki iddiayı un ufak etti! Hadi bakalım Atatürkçüler, ulusalcılar yazın bir 90 küsuruncu yıl marşı içinde hızlı tren geçsin! Yalnız marşın sonunda öyle bir kesin inançlılık var ki, akıllara seza: “Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz!”  Dünya on yıllar boyunca kaç defa tersine döndü ve kaç kere yenilendi. Bunlar 1933’e takılıp kalmışlar. Bolu müdürüne söyleyeceğim şu: İnsanları yanlışta, batılda ısrara sevketmek istiyorsan, 10. Yıl Marşı’nı yasakla!

GEZİ’NİN ECHELLERİ!

“Echel”in muhalifi çoktur ama kâselisi de eksik olmaz. Sabahçı bir yazar Gezi Parkı’nın İnönü’nün evinin bahçesi olduğunu yazdı… Öyleyse eve, villaya ne oldu? Meşhur bir mimar yapmış, merhum Sedad Hakkı Eldem. Biz o “villa”nın İnönü Stadı’nı görür bir yerde olduğunu, heykelin de bahçesinde durmaya devam ettiğini belirtmekle yetinelim. Tabii “villa” fakat ev değil, meşhur şark kahvesi! Sivis otel yapılırken yıkılmış, yakın bir yere benzeri yapılmış. Tabii orada bir park da var, Taşlık Parkı! “Taksim bahçesi” eski bir parktır. Biz eskiden “park” demez “bahçe” veya “millet bahçesi” derdik. (Bahçeden parka geçişle ilgili Derin Tarih’in son sayısındaki yazımıza bakıla!) Sırf yalakalık olsun diye yalan yanlış malûmat üzerine fikir bina edilerek bir yere varılmaz, fakat bir gazetede okkalı ulufe ile köşe yazarı olunabilir! 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi