MESLEĞİN ne olursa olsun, geleneksel millî islamî güzel sanatların birini öğrenmeni, ustası olmanı ve eser vermeni önemle ve hararetle tavsiye ediyorum.
Önce şunlardan biri: Hat öğren, ebrû öğren, tezhib öğren… 
Naht sanatı… Sedefkârlık… Çömlekçilik seramik… 
Yazmacılık… Dağlama… Takke ve arakiye…
Böyle yüzlerce sanatımız var… İşte bunlardan biri mutlaka öğrenilmeli…
Kemâliyle öğreneceksin, usta olacaksın, ürün eser vereceksin…
Böylece, sanatkarlık boyutu kazanacaksın, kişiliğin zenginleşecek.
Sanat insanı mutlu eder, mânevî ve maddî sıkıntılarına çare olur.
Ben doktor, mühendis, veteriner, işletmeci, ziraat mühendisi, fizik öğretmeni olacağım, sanata ihtiyacım yok dersen sana acırım, seninle tartışmam, ne halin varsa gör derim.
Doktor olacaksan merhum Profesör Süheyl Ünver gibi olmalısın. O hezarfendi, çok sanat bilirdi.
Din hizmetlisi olacaksan merhum Necmeddin Okyay gibi olacaksın, o da hezarfendi.
Dünya çapında başarılı bir cerrahımız vardı, Profesör Bedii Gorbon, evinin bir köşesindeki tezgahında harika, çok değerli tespihler yapardı.
Hattatların duayeni Hasan Çelebi hocamız cami imamıydı.
Piyale Paşa camii imamı Hilmi Emekli hocamız dünya çapında bir sedef ustasıdır. Başka sanatlara da vakıftır.
(Meraklı vasıflı gençlere. Nöbetçi olduğu bir gün Piyale Paşa camiine gidiniz, namazdan sonra sedefkar hoca efendiye fakirin selamını söyleyerek onunla istişare ediniz. Size bir sanat öğrenmeniz konusunda yol gösterecektir.)
Bunlar gibi olmalısın.
Eser vermelisin… Bunlardan bir miktar gelir elde etmelisin… Bu gelirin bir kısmı ile hayır yapmalısın…
Bilhassa İlahiyatçı idealist gençlerimiz mutlaka böyle sanatlar öğrenmelidir.
Ülkemizde seksen bine yakın imam var. Bunların en az sekiz bini sanatkar olmalı; hem eser vermeli hem talebe yetiştirmeli.
Sanat güçtür. Sanat bilen Müslüman, bilmeyenden daha güçlü ve imkanlı olur.
Sanat öğrenmek için neler yapmalı: Önce niyet etmeli… Öğrenebileceği, becerebileceği sanatlar hangileridir.. Bunları hangi hocalardan, hangi kurslarda öğrenecektir.. Bu konuda güvenilir ve uzman kişilerle istişare yapmalı… İstihare de yapmalı… Sonra büyük bir sabır ve azimle gidip öğrenmeli.
Şıpsevdiler, maymun iştahlılar, asalaklar. Akıl fukaraları sanat öğrenemez. Onlar ilim yerine milim, sanat yerine manat öğrenir ancak.
Sanatın büyük âfeti şudur: Öğrenir, ürün vermeye başlar ve gözünü korkunç bir para hırsı bürür. Sanat öğrendi ya, köşeyi kısa zamanda dönecektir. Hiçbir vasıflı Müslüman bu şeytanî tuzağa düşmemelidir.
Lise ve üniversite öğrencisi gençlere bu yazımı kesip saklamalarını tavsiye ediyorum. 
Yaşları, birikimleri, hayat tecrübeleri şu anda müsait değildir, bundan on yirmi otuz sene sonra teklifimin değerini anlayacaklardır. Öğrenmezlerse o zaman iş işten geçmiş olacaktır.
İleride küçük bir memur olacak fakir Müslüman genç, sanat sahibi olursa, maddî sıkıntı çekmez. Aylığı iki bin lira… Sanattan da iki bin lira kazanıyor, bütçesi dört bin lira eder. Kanaat içinde yaşayan, israf etmeyen bir Müslüman bu para ile güzelce geçinebilir.
Sekiz bin cami imamı sanat öğrenir, ürün verir, çırak yetiştirirse ülkede büyük bir kalkınma olur.
Tembelliği bırakalım… Haydi sanata!..
 
(Üçüncü yazı)
Yarın İmza Günü
Yarın saat 15 ile 18 arasında Beyazıt Kitap Fuarı BEDİR Yayınevi standında (no. 147) dört ciltlik İHYÂU ULÛM’İ’D-DİN külliyatını ve kendi eserlerimi imzalayacağım. Hüccetülislam ve Zeynüddin İmam Gazali’nin, bir benzeri olmayan kitabı İHYÂ; hak din İslam’ı ayetlerin, hadislerin ve İslam büyüklerinin menkıbe ve uygulamalarının ışığında en güzel anlatan kitaptır. Alanlara, İbn Hacer el-Heysemî’nin YAKICI YILDIRIMLAR adlı büyük eseri hediye olarak verilecektir. İHYÂ’yı okuyan, anlayan, içindeki bilgileri hayata uygulayan kişi inşaallah kurtuluşa erer ve ebedî saadete nail olur.
25.06.2016