Kılık Kıyafet Serpuş
MÜSLÜMANLARIN, İslam medeniyetine, kültürüne ve kimliğine uygun elbiseleri, giyim kuşamları, serpuşları olmalıdır.
Giyim kuşam konusunda başka din mensuplarına, başka kültür ve medeniyetlere tâbi olmaları, onları taklit etmeleri caiz değildir.
Başka dinlerin, papazların serpuşlarını başına geçirmek küfürdür.
Dünyada on kadar ayrı medeniyet vardır. Müslümanın medeniyeti İslam medeniyetidir. Kendisi Müslüman, medeniyeti ve kılık kıyafeti Batılı… Bu yaman bir çelişkidir.
Hindistan Mecusileri bile Batı kıyafeti giymezken, Türkiye Müslümanlarının giyim, kılık kıyafet konusunda kör bir taklitçilik içinde bulunmaları çok ayıptır ve teessüfe şayan vahim bir yabancılaşmadır.
Müslümanların kılık kıyafet serpuş tesettür kurumları, enstitüleri olmalıdır.
Müslüman kıyafetleri o kadar güzel, cazip olmalı, o kadar beğenilmelidir ki, başka dinlere, medeniyet ve kültürlere bağlı insanlar bile onları seve seve giyebilmelidir.
Müslüman kadınlar Kur’ana, Sünnete, Şeriata uygun tesettür kıyafetine bürünmelidir.
Şeriata uygun olmayan, erkeklerin dikkatini açık kadınlarınkinden fazla çeken tesettür sahte ve şeytanî tesettürdür.
Allah güzeldir, güzeli sever… İslam dini güzellikler dinidir… İslam medeniyeti güzel bir medeniyettir. Binaenaleyh Müslümanların kıyafetleri, serpuşları da güzel olmalıdır.
İslamî kıyafetli üç kişi, onların yanında Batı kıyafetli üç kişi… Dünya çapında otorite ve uzman olan beş modacı bunlara dikkatle bakıyor, inceliyor… Sonunda şu raporu veriyorlar: Müslümanlar kıyafetçe, sanatça daha üstündür.
Bendeniz bugünkü Müslümanların bundan yüzlerce yıl önceki yeniçeri kıyafetine bürünmelerini teklif etmiyorum. İslam medeniyetine, kültürüne, kimliğine uygun güzel bir kıyafet istiyorum.
Kısa kollu üzeri İngilizce yazılı ve resimli bir tişört, kot pantolon, spor ayakkabı… Bu kıyafet Müslümana yakışmaz.
Başarılı islamî kıyafet hangisidir
Benim kıyafetim islamîdir, onu beğeniyorum… Bu ölçü yeterli değildir.
İslamî kıyafeti yabancıların, düşmanların beğenmesi gerekir.
Bu anlattıklarım vasıflı Müslümanlar tarafından hayata geçirilebilir.
Başlangıçta kökten bir asla dönüş olmayabilir ama birtakım denemeler yapılabilir.
Yakasız gömlekler…
İstanbulin tipi bir erkek kıyafeti…
Fötrden arakiyeler…
Zarif takkeler.
Dostlarımdan Mehmet Çetinkaya bey Özbekistan’dan iplik getirtiyor, bunları İstanbul’da tabiî boyalarla boyatıyor, Ermenistan’a gönderiyor, orada bir aileye dünyanın en zarif takkelerini işletiyor, sonra ABD’de Tucson şehrine ihraç ediyor.
Amerikalılar bu takkeleri beğeniyor, yüksek ücretle satın alarak başlarına geçiriyor ama bizim yabancılaşmış yerli Müslümanların bu gibi faaliyetlerden haberleri bile yok.
İranlı Şiî mollalar yerli kıyafetlerle geziyor.
Onların politikacıları kravat takmıyor.
Türkiye İslamcıları bir dirhem iki çekirdek tam Batılı… Şık kostümler, şık frenk gömlekleri, şık kravatlar… Üzerlerinde minicik de olsa bir tek islamî alamet yok.
Zenginlik içinde yüzüyoruz, bin türlü israf yapıyoruz ama eğitime, kültüre, sanata, islamî hayata gereken önemi vermiyoruz.
Bu yazımdaki nice konular gündemimizde yok.
Müslümanlarının çoğunluğu, Ziya Gökalp’in dediği gibi “Dinim İslam ama medeniyetim Garp medeniyeti” diyor.
(Üçüncü yazı)
Bugün İmza Günü
Bugün saat 15 ile 18 arasında Beyazıt Kitap Fuarı BEDİR Yayınevi standında (no. 147) dört ciltlik İHYÂU ULÛM’İ’D-DİN külliyatını ve kendi eserlerimi imzalayacağım. Hüccetülislam ve Zeynüddin İmam Gazali’nin, bir benzeri olmayan kitabı İHYÂ; hak din İslam’ı ayetlerin, hadislerin ve İslam büyüklerinin menkıbe ve uygulamalarının ışığında en güzel anlatan kitaptır. Alanlara, İbn Hacer el-Heysemî’nin YAKICI YILDIRIMLAR adlı büyük eseri hediye olarak verilecektir. İHYÂ’yı okuyan, anlayan, içindeki bilgileri hayata uygulayan kişi inşaallah kurtuluşa erer ve ebedî saadete nail olur.
26.06.2016