Oruç insanı rehabilite eder
ORUÇ sadece bedensel olarak yapılan bir ibadet değildir. İnsanın ruhsal bütünlüğünü sağlamada ve davranışların eğitiminde de oldukça etkilidir. Bedeninin kontrolünü özgür iradesi ile sağlayabilen kişi, davranışları üzerinde hâkimiyet kurabilir ve fıtratına uygun hareket edip, yaşamını yoğun bir eğitime tabi tutabilir. Tuttuğu orucu kötülüklerin önüne barikat yapıp, ruhi bir kalkınmaya zemin hazırlayabilir. Çünkü müminin orucu ruhsal bir eğitim süreci, manevi bir kalkınmadır.
Allah için yiyip içmekten kendini geri çeken kişi, iç disiplini sağlamakta zorlanmaz, fıtratında mevcut olan kötü fiilleri eğiterek orucu yaşamının tamamına yayabilir. Bu durum insanda içsel bir huzurun ortaya çıkmasına yardımcı olur, iç huzurunu yakalayan kişi ise özündeki çekirdekle buluşur ve kemalata gidin yolda ilerlemeye devam eder.
Oruç insana yoksunluğun ne demek olduğunu öğretir. Kişi mahrumiyeti, nefsiyle, benliğiyle, güdüleriyle ve bütün azalarıyla birlikte yaşar. Yoksunluğun getirdiği zorluklarla başa çıkmayı öğrenen insan zamanla, sabrını geliştirir, fıtratındaki filizlerin yeşermesine yardımcı olur. Ruhlarda yeşeren erdem filizleri, katılaşan yürekleri şefkatle buluşturur ve insanı bencilliğin sarp yokuşlarında tırmanmaktan kurtarır.
Oruç, ruhun Allah’la buluşmasını ve özgürleşmesini sağlar. Gerçek özgürlüğe ulaşan insan, içindeki özle bütünleşir ve beşeri özellikleri hakkında değerlendire yapmaya başlar. Nefsinin süfli arzularına hayır demeyi öğrenir ve sahip olduğu manevi donanımlarını verimli şekilde kullanır. Allah için bir şeyden kendini geri çeken, Allah için hayır diyebilen bir kişi bu tavrını gündelik hayatında da korumayı başarır. Oruç içsel bir yolculuktur. İnsan bu yolculuğunda asıl ihtiyaçlarının tespitini yapar. Ruhsal ve bedensel bütünlüğünü sağlayarak, irade üzerindeki etkisini arttırır. Ve bu süreci manevi bir yürüyüş olarak değerlendirir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.