Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Bizim mahallenin halleri

Bizim mahallenin halleri

1- Adalet insanlığın üst şubelerinden biridir. Evrende yer kaplayan her varlık mutlak bir adaletin odağında yer alır. Mesela ne kadar çalışırsanız o kadar kazanç elde edersiniz, ne kadar doğru yaşarsanız o minvalde değer kazanırsınız. Fakat günümüzde attığımız her adımda, karşılaştığımız her olayda bir çelişki ile yüz yüze geliyoruz. Sadece söylemlerimiz değil eylemleriz de çelişkiler ekseninde devam ediyor. Olması gerekenle olup bitenler hep zıt istikamette seyrediyor. İyi ile kötü harmanlanmaya çalışılıyor. Ne ilginç!

2- Sabahın erken saatinde evinden çıkıp zor şartlarda çalışan bir baba çocuklarının ihtiyaçlarını dahi karşılayamazken, kendilerini eğlence ve sanat camiasının ferdi olarak tanımlayan kişiler lüks ve şatafat içinde yaşayabiliyorlar. Bu kimseler tatillerini yurt dışında geçiriyor, şehrin seçkin semtlerinde gününü gün ediyorlar. Vergi rekortmenlerinin çoğu onlardan çıkıyor. Anlaşılıyor ki, ülkemizde kayda değer görülen tek şey eğlence. Vaktin tamamını ilmi çalışmalara harcayan âlim mütefekkir ve düşünürler zaruri ihtiyaçlarını dahi karşılayamazken bu insanlar toplumun her türlü imkânından faydalanıyorlar. Müslüman olduğunu iddia eden birçok kişi İslam’ın temel esaslarından haberdar olmazken, bu kişileri kendi yakınları kadar tanıyor.

3- Çocuklarımızın saplandıkları durumun tespitini yaparken, eski nesiller zinadan ateşten kaçar gibi kaçarlardı, şimdiki nesillerde iffet anlayışı kalmadı diyen ebeveynlerimiz konu şarkıcı ya da dizi oyuncusunun aşk kaçamakları olunca yön değiştirir ve sevecen bir üslupla “ne kadar yakışmışlar, keşke hiç ayrılmasalar” diye serencamda bulunuyorlar.

4- Evde eşlerine güzel söz söylemekten kaçınan erkek ya da kadınlar, iş ortamında, sosyal yaşamlarında yüksek statüye sahip birini gördüklerinde iltifat yağdırmaktan kaçınmıyorlar. Çünkü zihinlerinde çarpık bir güç algısı vardır. Onlara göre, güçlü insanın yaptığı her şey iyidir, bu insanlara yakınlaşmanın şartı ise yalakalık yapmaktan geçer. Evdeki eş ise nasıl olsa her şeye boyun eğecektir, onun için çaba göstermeye gerek yok.

5- Gelenektendir, biriyle karşılaştığınızda nasılsın iyi misin der hal hatır sorarız. Ve aldığımız cevaplar hep aynı yöndedir. İyiyim ya siz nasılsınız Hiç birimiz içimizi kasıp kavuran acıları dışa vurmak istemeyiz. Acılarımızı gizli tutar, sırlarımızı herkesten saklarız. Hayata tutunamamış hayallerimizin üzerini örter, yoksunluğumuzu gizleme ihtiyacı hissederiz. Ne kadar emin olursak olalım karşımızdaki kişiye aktaramayacağımız şeyler mutlaka vardır. Duygularımızla eylemlerimiz aynı paralelde devam etmez. Çoğu zaman eylemlerimizle örteriz duygularımızı. Çünkü dışlanmaktan, beğenilmemekten, yerilmekten korkarız. Bu bir gerçek!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi