FETÖ’nün mali ağları: Paralel ilanlar
Hiçbir örgüt mali destek olmadan yaşayamaz.
Para, terör örgütlerinin en kilit noktalarından biridir.
Bugün, PKK ile mücadelede belki de en fazla ihmal edilen alan, örgütün mali ağlarının üzerine yeterince gidilmemiş olmasıdır.
FETÖ yapılanmasının da temelinde mali ağ çok önemli yer tutmaktadır. Ekonomik çarkın ele geçirilmesi için nerede ise her sektörde ve alanda yoğun yapılanmaya gitmişlerdir.
“FETÖ’nün mali ağları” başlıklı ilk yazımda Maliye Bakanlığı ve Enerji (doğalgaz) Piyasasına özel dikkat çekmiştim.
Bugün bir noktaya daha değineceğim. Mali sisteme bu kadar önem veren örgütün darbe gecesi Borsa İstanbul ‘un kapısına dayanması da kaçınılmazdır.
İyi de o zaman borsa imamı kim?
Yani asker görünümlü teröristler gelmeden önce, yıllarca borsada nasıl yapılandılar? Burada sadece Borsa İstanbul içinde yapılanmalarından bahsetmiyorum. Belki de daha önemlisi: Borsa piyasasında nasıl yapılandılar?
Borsa medyaları hangileri? (Elbette gazete değil, internet üzerinden yapılandıkları çok açık)
Bu sorular elbet bir gün cevap bulacak. Lakin bu soruların cevap bulması için biraz gerilere doğru gidip derin araştırmaların yapılması gerekiyor. Ve o araştırmaların buharlaşmaması.
Borsa yapılanması da elbette sorumlu denetim kurumunu sorunlu kılıyor. Yani Sermaye Piyasası Kurumu (SPK). Hem BİST hem de SPK halen temizlik aşamasında tasfiyelerini sürdürüyor. Diğer kurumlar gibi elbette geçmişin de temizlenmesi gerekiyor. Örneğin TARAF Gazetesi nasıl halka arz edildi? Hangi kamu bankaları kullanıldı? Borsada fiyat operasyonunu hangi spekülatör üzerinden yürütüldü? Bu kayıtlar Borsa İstanbul’un arşivinde mutlaka vardır.
Veya hangi sanal medya şirketleri daha halka arz için geldi de kabul görmedi. Halka arz edilen 3 liralık şirketler nasıl 30-40 liradan satıldı?
Veya şu anda borsada işlem gören direkt FETÖ şirketleri hangileri?
Şu ahlak arz seferberliği denilen lanet dönemde millete satılan 52 şirketin 42’si nasıl battı? İnanın o dönemin 3 büyük çetesi temizlense bile piyasa çok rahatlar. Kimdi onlar?
Aslında herkes biliyor ya!
***
Önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan örgüte mali destek çıkan büyük şirketlere “gazetelere reklam vererek kurtulamazsınız” dedi.
Mesela reklamda yıllarca Zaman Gazetesi ile yetinen ve başka yere reklam vermeyen o kadar çok şirket vardı ki? Elbette reklam üzerinden ödenen bir himmet ve hikmet vardı.
Artık kurtulmaları için reklam vermek yetmeyecek. Herkes hesap verecek diyor sayın Cumhurbaşkanımız.
***
Şu anda kamuoyunda FETÖ’cü şirketler noktasında öyle bir arayış var ki. Kimse 256 şehidin hakkını yedirmek istemiyor. Kimse o şehitlerin arkasından bu şirketlerin beslenmeye devam etmesini istemiyor. Toplumda bir hak ve adalet arayışı var.
Biliyoruz ki sosyal medya üzerinden çok sayıda şirket adı dolaşıyor. Hatta insanlar bir araya geldiğinde o şirket mi, yoksa şu şirket mi diye soruyor. Herkes bilgi arayışında ve somut tespit bekliyor. Örgütü geçmişte besleyenler kimlerdi?
Biliyoruz ki bu bağışlar safi iyi niyet ve safi bir aptallıkla açıklanamaz.
Himmet vermeyenlerin içeri tıkılması, rakiplerin tasfiye edilmesi, maliyenin kapıya gelmesi, rakip şirketlere özel elemanların yerleştirilmesi... Mesela İhlas Finans’ın iflas sürecini kimse 2001’li yılların korkulu yıllarına gitmemek için bakamıyor. Elbette İhlas Holding’in birçok kötü yönetim noktası mevcuttu ama Deniz Feneri de keza aynı operasyon ile bitirilmek istenen bir medya grubu operasyon değil miydi?
Daha sayılacak o kadar çok şirket ve iş adamı operasyonu var ki...
Kimse beslediği hayvandan sorumsuz olamaz. Gerçi, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sn. Faruk Çelik “Hayvan diyerek, hayvanlara hakaret etmeyin” dedi.
Ne diyeyim.
Bakan haklı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.