BAŞARISIZ darbe teşebbüsünün taraftarlarında oluşturduğu moral çöküntüsünü giderebilmek için terör örgütünün lideri sürekli bir şeyler yapmaya çabalıyor!

Bir yandan yakın zamanda “yeni gelişmeler” yaşanacağı yolunda söylentiler yayarak zaman kazanmaya çalışırken bir yandan da kendisine arka çıkan ülkelerin televizyonlarında konuşuyor!

Ve arkasında sandığı Batılı ülkelere çağrıda bulunup, “Bir an evvel müdahale edin” diyor!

Türkiye’de büyük çapta “insan hakları ihlalleri” yaşandığını iddia ediyor!

Bu çağrıyı duyduğumuz zaman, “İnsan hakları ihlalleri mi dediniz” diye sormaktan kendimizi alamadık!

“İnsan hakları ihlalleri” olarak tanımlanabilecek gelişmeler ne ola ki

Mesela kimi kamu görevlilerinin “açığa alınması” ya da kimi çete mensuplarının mal varlıklarına el konulması olabilir mi

Kamuda izinlerin iptali ve izindeki kamu görevlilerinin geri çağrılmaları “insan hakkı ihlali” olarak elbette düşünülebilir! Ya da bunlara benzer kimi uygulamalar “insan hakkı ihlali” olarak zikredilebilir!

Ama bunlardan hangisi yüzlerce şehitten daha büyük bir “insan hakkı” ihlalidir “İnsan hayatının” söz konusu olduğu yerde hangi “insan hakkı ihlalinden” söz edilebilir ki
Ortada yüzlerce şehit ve binlerce yaralı varken böyle şeylerden “insan hakkı ihlali” diye söz etmeye utanmak gerekmez mi Siz devletin size emanet ettiği silahları “millete” doğrulturken “insan hakkı” denilen şeyi hiç hatırlamayacaksınız!

TBMM’yi, Özel Harekâtı, Beştepe’yi bombalarken “insan hakları ihlali” aklınızın kenarından bile geçmeyecek!
Hükümeti devirmek için sokağa çıkardığınız tanklarla milleti ezip geçerken de “insan haklarını” hiç kaale almayacaksınız! Helikopterle aşağıdaki kalabalıkları kurşun yağmuruna tutarken de “insan hakları” gibi bir şeyi hiç düşünmeyeceksiniz! Sonra da televizyonlara çıkıp, “Büyük çapta insan hakları ihlalleri yaşanıyor” diye utanmadan ağlayacak ve Türkiye’ye müdahale edilmesini isteyeceksiniz!  Tamam, açığa alınmalarda haksızlıklar yapılmış olabilir!

Mal varlıklarına el konulurken de yanlış adımlar atılmış olabilir!

Bunların hangisi “telafisi mümkün olmayan” adımlardır

Bugün bir yanlış yapılmışsa yarın bunları düzeltme şansı her zaman var! Ama canlarından olan insanları “hayata geri döndürme” imkânı var mı Bu ne utanmazlık, bu ne pişkinlik, pes doğrusu!