7 Ağustos 15 Temmuzdan büyüktür!
15 Temmuz gecesi başlayan kalkışma, 16 temmuz sabahını göremedi... Cumhurbaşkanı’nın gece yarısı İstanbul’a ulaşması, halkın sokağa çıkmama yasağı ilanı, askeriye ve polisin darbe karşıtı güçlerinin önleyici tavırları...Siyasî partilerin, basının darbeye karşı daha başta netleşen tutumu...Meclis’in fiili saldırılara rağmen gece yarısı verdiği muhteşem birlik görüntüsü...
Elbette “iyi ki darbeye kalkıştılar!” diyemeyeceğiz, ama kötülük başgösterince ona karşı muazzam bir selamet cephesinin ortaya çıktığı da ayan beyan görülüyor. Darbelerin dış desteğinde şüphe yok, bugüne kadar böyle geldi. Türkiye’nin sermayesinin ve basınının ilk defa darbeye karşı tavır gösterdiğini akıldan çıkarmayalım. Bütün darbelerde basın 4. kuvvetlikten 1. kuvvetliğe terfi eder. Hürriyet’in satılmadan önceki sahibi, kurucusu Sedat Simavi’nin oğlu Erol Simavi bu hakikati Turgut Özal’a karşı haykırmıştı...
Devletin yeniden yapılandırılması...Bu aslında dünyanın yeniden kurulmasından müstakil değil.
Avrupa bizi buna zorluyor!
Amerika bizi bu yola itiyor!
İşlerine geldiği için değil; iki asırlık batı bağımlısı tavrımız değiştiği için. Tanzimat’tan beri fabrika ayarlarımız böyle idi. Abdülhamid ayarları bozunca, Batı da bozuldu ve Osmanlı Devleti’nin yıkılması, hilafetin kaldırılması İngiltere’nin, Avrupa’nın siyaseti oldu. İngiltere-Rusya ekseni 1. Dünya Savaşı’na bu hedefle girdi.
Çanakkale’de İngiliz’in burnunu kırdık! Bu Rusya’da devrimi tetikleyen bir hamle oldu. Çarlık yıkıldı, İngiltere Osmanlı’yı paylaşacağı asıl müttefikini kaybetti, dünyayı Rusyasız kurmak zorunda kaldı.
Batının ikilemi şu: Doğuda büyüyen tehdide karşı İslâm dünyasıyla ittifak, sistemimizi çökertir. Müslüman dünyanın doğu safında yer alması da felaket olur. ABD ve artık bir kıymeti harbiyesi olmayan Avrupa bu yüzden İslâmla savaşıyor, bahanelerini kendileri ürettiler:
“İslâmî terör!” Asıl mesele şu: Türkiye çözülmeden, çökertilmeden İslâm dünyası pes ettirilemez! ABD Türkiye’yi teslimiyete, itaate zorlamak için 25 yıllık Iraklaştırma siyasetini Suriye’ye yaydı. Bununla kalmadı, yüz yıl önce İngiltere’nin Rusya ile oluşturduğu eksene benzer bir şer ekseni oluşturdu. Rusya’nın elini Suriye’ye soktu.
Türkiye’nin kuşatılması için her yolu mübah gören İsrail hamisi ABD’nin darbedeki rolünü niye araştıralım ki?
Türkiye güçlü bir tehdit algılaması içinde. Millet bu tehditi derinden sezdi, devletin bekasının bir numaralı mesele haline geldiğini yakin ile gördü. İşte o yüzden ilk defa bu kadar büyük bir vahdet manzarası sergiliyoruz.
Yüzyıllardır “din ü devlet, milk ü millet” dedik!
“Allah devlete ve millete zeval vermesin” dedik!
Kader bizi 7 Ağustosa getirdi. 15 Temmuzdan 7 Ağustosa üç hafta... Yenikapı’da milyonlar hepimizi temsilen bir araya geldi. Orada olanlar orada olamayanların, olamayacak olanların adına da Yenikapı’da kararlılık gösteriyor. Orası 80 milyonluk muhteşem bir meydan. O meydanı Türkiye genişliğinde gördük ya, bizi böyle birlik içinde gören mazlum dünyayı, İslâm dünyasını kapsama alanına alan bir meydan olduğunu da idrak ettik!
Yenikapı inşaallah Türkiye’nin önüne yeni imkânlar, yeni fırsatlar açar. Birlikten kuvvet doğar! Tehdit varsa, tehdite karşı verilecek cevap da vardır! Millet işin içinde oldukça, yeis yok!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.