Türkler Hakk’a tapan millettir
Türkler, Türklüğünü asırlardır İslâm’la idrak ettiği ve soydaşı olsun, ümmetdaşı olsun bütün Müslümanlarla ünsiyeti bu kimlik üzerinden olduğu için;
Hüviyetini ırka bağlı değil, İslâm’la vücut bulan içtimaî, medenî ve siyasî bir kimlik olarak addettiği, hiçbir amel ve siyasetinde kavmiyetçi ve seküler milliyetçi düşüncelerle varlığını dikte etmediği, kendini bütün İslâmların kardeşliğini tesis etmek, korumakla mükellef bildiği için;
İslâmlaşmış millet temsilcisi olarak bu hüviyetle İlâ-yı Kelimetullah’ı yaydığı, uhrevî vazifelerinde olduğu gibi dünyevî muamelat ve siyasetini Müslümanca yaptığı, elân içinde yaşadığımız bu toprakları Müslümanla aynı mânayı taşımaya başladığından bu yana Kur’an-ı Kerim üzere vatan hâline getirdiği için;
Hakk’a tapan millettir.
Bu ulvî nasip sebebiyledir ki ne Jöntürk’üz, ne Gençtürk, ne de Atatürkçü-seküler ulusalcı Türk. Ağyarını mâni, efrâdını câmi bir ifadeyle İslâmlaşınca millet vasfını haiz olan, Alparslan Gâzi Hz.leri ve Âl-i Osman’la “din ü devlet mülk ü millet” anlayışını hayata geçiren yâni Müslümanla aynı mânaya gelen Türk’üz...
TÜRK’Ü TÜRK YAPAN SEKÜLER CUMHURİYET DEĞİL, İSLÂM’DIR
Bütün Haçlı dünyasının korkarak tasvir ettiği ve bütün İslâmların ümitle bağlandığı Türk bu… Millet olarak ifade edilen Türklüğün muhtevası tabii ki Cumhuriyet sonrası seküler ulus değerler değil, Osmanlı asırlarındaki İslâm irfanıdır.
Birinci Dünya Harbi’nin sonunda “İslâm milleti” düşüncesi siyaseten bitmiş olduğu için (âyet mânasınca değil), bünyesindeki Müslüman etnik kimlikleri temsil eden, İslâmların hâdimi ve bayraktarı unvanıyla Osmanlı’dan tevarüs ettiği üst kimlik vasfını haiz olan Türkler siyasî ve medeniyet tavrıyla millet olarak idraklere girmiş oldu.
On bir asırlık muhtevayı taşımayan dinleri ve anâneleri farklı topluluklar Türkçe konuşuyor olsa da millet sosyolojimiz gereğince Hakk’a tapan Türklüğe dâhil olamaz.
Uyuşması imkânsız fikirler etrafında Türklük âbad olamayacağı gibi Cumhuriyetin laik-pozitivist Türklük anlayışı ve Fransız milliyetçiliği (nation) şemasıyla Hakk’a tapan Türklük inşa edilemez.
“Türklük” adıyla ortaya sürülen bir takım yanlış ve bâtıl fikirlerin bu ülkedeki Türklere zarar verdiği kesin. Yusuf Akçura, Ziya Gökalp, M. Kemal, Nihal Atsız gibi seküler ve pozitivist Türkçülerle bu çizginin takipçileri, Hakk’a tapan Türklerin Osmanlı asırlarında oluşan kimliğiyle örtüşmeyen düşüncelerle Türklüğü mazarrat etmiş, millet mensuplarının kafasını karıştırmış, farklı Türk kimliği anlayışlarının ortaya çıkmasına sebep olmuşlardır.
İLELEBET TÜRK KALMANIN YOLU İSLÂM HÜVİYETİDİR…
Bütün müesseseleriyle ruhundan maddesine, ahlâkından hayat tarzına kadar İslâm’la var olan Türkler bugün ve yarın Türkiye’de ve dışarıda mefkûresini İslâm üzere gerçekleştirmesinden başka çâresi yoktur.
İslâm’la bağı şu veya bu derecede zayıflamış veya zayıflatılmış olan Türkî bildiğimiz ülkelerle İslâmlaşmış Türk hüviyetiyle münasebet kurarak Türklüğün ölçüsü olmak, kimlik yozlaşmalarının hızlandığı bu çağda İ’lâ-yı Kelimetullah’ı yaymak kadar mühim bir vazifedir.
Türk kime benzemeli? İslâmlaşınca millet mertebesine çıkan Türklüğe hiçbir soydaş kavim ve ülke model olamaz. Model kendisidir. İslâmlaşmadan önceki Türklükte var olan birtakım gelenek ve usuller de Hakk’a tapan Türklerin kimliğine zemin yapılamaz.
TÜRKLÜĞÜN OLUŞUMUNU OSMANLI ASIRLARINDA ARAMAK
Türklüğün esaslı oluşumunu ve kimliğini İslâm’la meczolduktan sonra Türkçesinden irfanına ve medeniyet sahibi oluşundan seciyesine kadar bütünüyle tamamlanan ve kemâl noktasına ulaşan Osmanlı asırlarında aramak lâzım.
Türklüğünü Müslümanla aynı görenler edebiyatını, sanatını, millî değerlerini ve millet vasıflarını Laik Cumhuriyet döneminde değil, İslâmlaşmış asırlarda aramalıdır. İslâmlaşınca Türk olduğuna inanan Türkler İslâm’ın bütün vecibelerini ve ahkâmını kimlik ve hayatında sürdürdükçe bu vasfını koruyabilir ancak.
Fransız’ın toplum görüşünün, İngiliz’in siyaset düşüncesinin, Alman’ın hayat anlayışının, İtalyan’ın hukuk anlayışının sentezi olan Cumhuriyetin oluşturmak istediği seküler ulus kimlik ve kültürüne tâbi Türklük bâtıldır.
Türk olduğunu söyleyen biri dimağ ve kalbinin her köşesiyle İslâm’a göre düşünüp hissetmedikçe bâtıl Türklük anlayışından kurtulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.