Muhâverat Karşılıklı Konuşmalar
DİNDAR ve uyanık bir Müslüman, beş yıldızlı içkili ve fuhuşlu bir otelde konaklayabilir mi..
Konaklamaması gerekir. Yerini bizzat ayırtıyorsa, böyle bir oteli seçmemelidir. Başkaları ayırtmışlarsa belki çar na çar kalabilir.
***
Dindar bir Müslüman, içkili lokantada yemek yiyebilir mi..
Zaruret yoksa yiyemez.
***
Yüreğinde Allah korkusu olan bir Müslüman, kişi başına 100 dolarlık lüks bir lokantada yemek yiyebilir mi..
Yememesi gerekir. İsraftır, israf haramdır.
***
Lüks ve pahalı yemekler yiyen bir kimsenin, bunları başkalarına ballandıra ballandıra anlatmasının hükmü nedir..
Görgüsüzlük, sonradan görmüşlük, türedilik ve mürüvvetsizliktir.
***
Mürüvvet ne demektir..
İnternet sözlüklerinden ara bul ve lütfen öğren.
***
Vefat etmiş annem babam, dede ve ninem, hısım akrabam, dostlarım arkadaşlarım için neler yapabilirim...
Hayır hasenat, iyilik yapabilir, sevabını onlara bağışlayabilirsin. Çok sıkıntıda olan birine onların adına para verirsin, aç hayvanları doyurursun, üzüntülü bir Müslümanı teselli edip kederini gamını giderirsin, aç birine yemek yedirirsin… Bunların hepsi Allah rızası için ihlasla olmalı. İçine riya karışırsa olmaz.
***
En büyük din hizmeti nedir..
Bir kimsenin hidayete gelmesine, iman etmesine vesile olmaktır. Bunun ücreti, üzerine güneşin doğduğu ve battığı her şeye sahip olmaktan daha çoktur. Evet en şerefli ve kazançlı hizmet Din İman Kur’an hizmetleridir. İhlasla ve dine uygun şekilde yapılmaları şartıyla. Yaratanın rızasını kazanmak için yapacağın iyiliklerin ve hizmetlerin ücretini yaratıklardan istememelisin ve almamalısın.
***
Cep telefonu nedir..
Şeytanî tarafı ağır basan bir âhir zaman âleti ve cihazıdır. İhtiyaç ise o ihtiyaç kadar kullanılabilir. İhtiyaçtan ötesi para ve ömür israfıdır, haramdır. Cep telefonunu bir statü haline getirmek beyinsizliktir. Cep telefonu bağımlılığı, fetişizmi, manyaklığı, holiganlığı vahim bir hastalıktır. Aklı başında olgun bir Müslüman bu gibi şeytanî tuzaklara düşmez. Pahalı ve lüks telefonuyla gösteriş yapıp öğünmek çocuksu bir komplekstir. Allah bizi korusun.
***
Bugün cebimde sadece yüz lira var, ne yapayım..
Hiç parası olmayan birini bul, onu ucuz bir esnaf lokantasına yemeğe götür, on beşer liradan iki kişi otuz lira eder, geriye rakam olarak bereketlenmiş, mânen çoğalmış yetmiş lira kalır.
***
Ben bir müdürüm (veya şef), makam otomobilim var ama özel işlerim için kullanmam yasak. Arada bir kullanıversem olmaz mı..
Olmaz olmaz olmaz!.. O otomobilde seksen milyon halkın hakkı vardır. Kendi işin için kullanırsan haram olur, belânı bulursun. On sene sonra dümdüz yolda durup dururken akıl almaz bir şekilde kaza yapabilirsin.
***
Önemli büyük bir bürokratım. Büyük bir ofisim var, özel kalem müdürüm, sekreterlerim, şoförüm, korumalarım…
Ofisinizi göreyim, sizin ne mal olduğunuzu anlarım. Büyük bir bürokratın ofisi mutlaka güzel döşenmiş olmalı, içinde sanat ve kültür bulunmalıdır. Kabak gibi bir dekorasyon size yakışmaz.
***
Büyük bir işyeri sahibiyim. Çalışanlara yemek veriliyor ama ben onları yemiyorum, kendime özel lüks mönü hazırlatıyorum…
Çok ayıp yapıyorsunuz. Çalışanlarla birlikte aynı mönüyü yemeniz gerekir.
***
Zengin tarikatçıların alış veriş ettiği lüks ve afilli bir mağazadan 500 liraya gömlek, sekiz bin liraya elbise alıyorum…
Kaba olacak ama çüşş demek gerekir.
***
Umreye gittim. Lüks bir otelin üst katından Kabeye yukarıdan baktım…
Sende islamî nezaket ve hassasiyet olsaydı, Kabeye bakmayan taraftaki bir süiti kiralardın. Umre nafile bir ibadettir. İbadetin tezellül ve tevazu içinde yapılması gerekir. Lüks, israf, gurur kibir, tafra, yukarıdan bakmak ile ibadet olmaz. Umrede günahlarına, haline, âkıbetine, din kardeşlerinin başına gelen felaketlere ağlamış olsaydın iyi etmiş olurdun. Allah hepimizi ıslah buyursun. Umre ibadetini lüks turistik seyahat haline getirenlere de binlerce yazıklar olsun!