Kafamızı kopartmasınlar derken
DARBECİ bir paşa karısına yazdığı notta, “Biz bu teşebbüsü yapmasak onlar bu YAŞ’ta kafamızı koparacaklardı” diyor!
“Aman kafamızı kopartmasınlar” diye yola çıkanların şimdi kökleri kazınıyor!
Hangisi daha iyi
Kafalarının kopartılması mı
Köklerinin kazınması mı
Elbette ikisi de birbirinden beter!
Ama darbeciler birazcık kafalarını çalıştırabilselerdi kendilerine gönül vermiş binlerce insanın işinden gücünden olmasının önüne geçebilirlerdi!
Kafalarını kurtarma telaşına kapılınca şimdi kendilerine sempati duyan binlerce insanın kökü kazınıyor!
Kamuda çalışan ve bu kadrolara sempati duyanların hepsi temizleniyor!
“Kök kazıma” sadece “kamuda çalışanlarla” sınırlı kalmıyor “iş dünyası” da böyle bir temizlikten nasibini alıyor!
İş âleminde de bu camiaya yakınlık duyanlar tek tek elden geçiriliyor ve ön saflarda olanlar hesap vermeye çağrılıyor!
Hiç şüphesiz bütün bunlar hep hırslarını frenleyemeyen muhterisler yüzünden oluyor! Gözlerini hırs bürümüş muhterisler artık vaktin geldiğini sanıp düğmeye bastılar ve ülke yönetimini darbe marifetiyle ele geçirmeye teşebbüs ettiler!
Ama gözlerini hırs öylesine bürümüştü ki milletin ne halde olduğunu bir türlü göremediler!
Gerçeği kavrayamadılar!
Aslında milleti hiç kaale almadılar!
Millete “kuru kalabalık” gözüyle baktılar ve en büyük yanılgıları da bu oldu!
Millet darbecilere karşı iktidarın yanında yer alarak darbecilere geçit vermedi!
Ve kafalarını kurtarmak için darbeye teşebbüs edenler topyekûn kök kazımanın yolunu açtılar!
15 Temmuz’a kadar kendilerini “karıncaezmez” kişiler olarak takdim edenler bir anda “silahlı çete” mensubu haline geldiler! Evet, bütün bunlar hep gözlerini iktidar hırsı bürümüş muhterisler yüzünden oldu! Muhterislerin, “Kırk yıllık sinsi faaliyetleri” de böylece açığa çıkmış oldu! Bir bakıma Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da oldular! Hırs bu kadar kötü bir şey işte!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.