Magazin programları dedikoduyu meşrulaştırıyor
Psikologlar dedikodunun insanların başkalarıyla ilgili gözlemlerini paylaşma ihtiyacından doğduğunu söylüyorlar. Bazı uzmanlar ise dedikoduyu fertlerin eğitim düzeylerinin düşük olmasına bağlıyorlar. Fakat eğitim ve terbiye kişinin aldığı diploma ile değil sahip olduğu ahlaki değerlerle alakalı bir durumdur. Nitekim okumuş mürekkep yalamış bazı insanların da bir araya geldiklerinde birbirlerinin kusurları ile meşgul olduklarını görürüz. İnsan fıtri olarak dedikoduya meyilli olabilir fakat bu hastalığın iyileşmesi için yapılacak tek şey ahlaki değerlere sımsıkı sarılmaktır.
Günümüzde medya insanları dedikoduya teşvik ediyor. Twitter üzerinden mahalleli teyzelere taş çıkartacak dedikodular yapılıyor. Burada insanlar akıllarının estiği gibi konuşuyor, bütün ahlaki sınırları delerek akla hayale gelmeyecek cürümlere imza atıyorlar.
Ekranlarda sergilenen magazin programları insanlarımızı dedikoduya teşvik ediyor. Yaşamını kolaylaştırma adına hiçbir bilgi ve birikime sahip olmayan insanlar şarkıcıların aşk kaçamaklarını, neler yiyip neler içtiklerini nereden giyindiklerini, hayat hikayelerini en ufak ayrıntılara kadar biliyorlar. Magazin programları insanların yaşamlarına hiçbir şey katmadığı gibi onları fitne, dedikodu, gıybet, ihtiras ve doyumsuzluğa teşvik ediyor.
İnsanlar günde yarım saatlerini dahi okumaya ayırmazken en değerli vakitlerini magazin programlarını seyrederek geçiriyorlar. Yaşamlarını anlamlı kılacak değerlere sahip olmayan bu insanlar dedikodu ile oyalanıyor ve ilginçtir hoşça vakit geçirdiklerini düşünüyorlar. Kör nefislerinin kendilerini oyaladığının farkına varamıyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.