* MÜSLÜMANLAR İslam düşmanlarını dost ve velî edinirlerse tokat yerler ve belâlarını bulurlar.
* Muazzam bütçelere, büyük binalara, en modern cihazlara, geniş imkanlara sahip oldukları halde vazifelerini yap(a)mayan istihbarat kuruluşlarında zafiyet vardır. 
* Herkes vazifesini yapsa, uyuşturucu ticareti bir anda onda bire iner, sonra biter. 
* Herkes vazifesini yapsa, fuhuş da sona erer.
* Devlet ve belediyeler kanun ve nizamlara aykırı hareket edenleri yakalayıp cezalandırırsa trafik rezaletlerinin, keşmekeşinin, kaosunun yüzde doksanı giderilir.
* Gerekmediği halde zırt vırt hiç durmadan korna çalan kimse ya ruh hastasıdır, yahut geri zekalıdır.
* Kasıtlı olarak cana kıyanları idam etmeyen bir sistem başına geleceklere ağlasın.
* Küfre rıza küfürdür.
Lüks ve pahalı lokantalarda yemek yenir, dekorasyon yenmez.
Türedilik ve sonradan görmüşlük, tedavisi çok zor bir hastalıktır.
* “Nâdanlar eder sohbet-i nâdanla telezzüz
Divânelerin hemdemi divâne gerektir.” (Ziya Paşa)
* Kanun ve nizamlara göre özel işlerde kullanılması kesinlikle yasak olan resmî otoları özel şahsî işlerinde kullananlar emanet hainidir.
* Hiçbir kadın ve kızın, aşırı dekolte kıyafetlerle birtakım düşük erkekleri tahrik etmeye ve çirkin tacizlere tecavüzlere sebep olmaya hakkı yoktur.
* Kadın ve kızlara yapılan taciz ve tecavüzlerin asıl sebebi, birtakım ateist gazete ve tv’lerin aşırı, azdırıcı, kudurtucu müstehcen yayınlarıdır.
* İçi boşaltılmış light ve ılımlı bir İslam türetmek için sinsice çalışanlar İslama en büyük hıyaneti yapıyor.
* Camilerin en büyük süsü cemaattir. Süslü, fakat cemaatsiz cami mânen haraptır.
* Diyanet’in hiçbir camide İngilizce hutbe okutma hakkı ve salahiyeti yoktur.
* Cami avlularındaki paralı tuvaletler ve iğrenç tuvalet reklamları yüz karasıdır.
* Büyüklerimize saygı göstermeyen, küçüklerimize merhamet etmeyenler iyi ve olgun Müslüman değildir.
* Dini imanı para, menfaat, gelir, zenginlik olanlar gizli müşriktir, azılı münafıktır.
* Sâlih mü’minleri sevmeyip azılı kafirleri sevenlerin imanlarından korkulur. 
* Kendisine iman edip kendisine tapan müşriktir.
* Emanetleri (Başkanlıklar, müdürlükler, şeflikler, memuriyetler, hizmetler, vazifeler…) ehil olanlara vermeyip, ehil olmayanlara verenler büyük fesada ve mülkün yıkılmasına sebep olur.
* Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmayan Müslümanlar azaba duçar olur.
* Cömertlik imana, cimrilik küfre yakındır.
* Vakıf mallarının vakfiyelerindeki şartları çiğneyenler lânete müstehak olur ve belâlarını bulur.
* Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha aykırı olarak sözde zekat verdiğini sananlar hiç zekat vermemiş gibi olur. 
* Fazlurrahmancılık islamî bir bid’at fırkası değil, İslamdan ayrılmış ve çıkmış bir fırkadır.
* Hülefa-i Râşidînin ilk üçüne küfr edenler, onları kâfir ve münafık sayanlar dall ve mudildir.
* Haram gelirler, mallar, zenginlikler necistir; haram yiyenler necaset yiyen hınzır gibidir. 
* Beynine, hafızasına, gönlüne bir yığın zararlı, fuzulî, boş bilgi doldurup da; mutlaka öğrenilmesi ve bilinmesi gereken faydalı, lüzumlu, zarurî bilgileri yerleştirmeyenler acınacak insanlardır.
* Bir Müslümanı para, mal, zenginlik, lüks hayat, lüks ev, lüks yazlık, lüks otomobil, lüks giyim kuşam yükseltmez ve kurtarmaz… Onu ilim, irfan, ihlas, ibadet, güzel ahlak, hayır hasenat, nefsiyle büyük cihad yapmak, mürüvvet, İman İslam Kur’an hizmetleri yapmak yüceltir.
* Resulullah (Salat ve selam olsun ona) “İki günü birbirine eşit olan zarardadır” buyurmuşlardır. Müslümanın her yeni günü, ilim irfan ibadet hayır hasenat salâh bakımından önceki gününden üstün olmalıdır.
* En büyük gaflet ölüme ve âhirete hazırlanmamaktır.
* Erkekleri tahrik eden alaca bulaca cırtlak renkli allı pullu şeytanî kıyafetlere bürünen bir kadın başını örtüvermekle tesettüre girmiş olmaz.
* Yirminci asrın Ehl-i Sünnete en fazla hizmet eden iki Osmanlı âlimi, Şeyhülislam Mustafa Sabri ile, Düzceli Zahid el-Kevserî efendilerdir. 1922’den sonra Türkiye dışına çıkmışlar, Mısır’da büyük hizmetler etmişlerdir. Allah onlara rahmet eylesin. Ehl-i Sünnet Müslümanları bu iki büyük zatı sevmeli ve kitaplarını okumalıdır.
* Dinde reform, dinde yenilik, dinde değişim, light ve ılımlı İslam, Fazlurrahmancılık, her türlü İslamcılık, islamî aktivist cereyanlar, mezhepsizlik, telfik-i mezahib, dinler arası diyalog ve hoşgörü, sekülarizm, Afganîcilik, Kemalizme ayarlarmış din… Bütün bunlar sapıklıktır ve küfre köprüdür.
* Müfessirlik ehliyeti olmadığı halde kendi re’y ve hevasıyla Kur’an tercümesi, meali, tefsiri yazanların kitaplarını okuyanların dinlerine ve imanlarına büyük zarar gelir.
* Her Müslüman dini kendi kafasına göre yorumlamaya ve anlamaya çalışırsa din elden gider. Din, Resulullahın (Salat ve selam olsun ona) vârisleri, vekilleri, halifeleri olan icazetli Ehl-i Sünnet ve Cemaat imamlarından öğrenilir.
* Ehl-i Sünnet, ilk üç kuşağın, yani Ashabın, Tâbiînin, Tebe-i Tâbiînin anlayışını, yorumunu ve uygulamasını esas alır.
* Şazz görüşlere itibar edilmez. Cumhur-i ulemaya itibar edilir.
* Ehl-i Sünnete aykırı bütün fetvalar bâtıldır, onlara itibar edilmez.
* Mutezile fırkası bozuktur, Mutezilî imamın ardında namaz kılınmaz.
* Fırka-i Nâciye olan Ehl-i Sünnet ve Cemaati bozuk bid’at fırkalarıyla bir ve eşit tutmak büyük dalâlettir.
* Dinî fıkhî bilgisi yeterli olmayan, itikadı sahih olmayan, yeterli islamî ve genel kültüre sahip bulunmayan, mantık okumamış olan, kendisinde ihlasa aykırı haller olan, firasetsiz, Nebevî nurla aydınlanmış olmayan kimseler; din, iman, Kur’an hizmeti yapamazlar. Yapmaya kalkarlarsa yüzlerine gözlerine bulaştırırlar. Onlar hizmet ehli değildir, hezimet ehlidir.
* Gıybet çok iğrenç ve çirkin bir günahtır. Devamlı gıybet edenler faziletsizdir, fâsıktır, ölü kardeşinin etini yiyen pis ve iğrenç kişidir.
İtikadını tashih eden bir Müslüman, Ehl-i Sünnet ilmihal ve ahlak kitabındaki bilgileri hayata uygularsa ve büyük günahlardan kaçınırsa, inşaallah ilahî fazl ve kerem ile kurtulur.
23.09.2016