Lozan’ı bilmiyoruz
Komplo teorilerinin en ucuzu, en kalitesizi, ‘gündem değiştirme’ teorileridir.
Nedir ‘gündem değiştirme’ teorisi?
‘Ekonomi bozuktu, ekonomi konuşulmasın diye tren kazası yaptılar.’
Böyle bir şey.
Akıllıysanız bu fikre katılmanız gerekir. Çünkü bir tren kazasının kaza olabileceğine inanmak sizi saf ve salak gösterebilir.
Salak görünmemek maksadıyla lalettayin ortaya atılmış bir teoriye inanmak da ayrı bir arızadır.
Ataullah İskenderi’nin ‘Hikem’inde şöyle bir söz vardı: İnsanların en cahili, başkalarının zannını kendisindeki yakine tercih edendir.
Bulduğu her teoriye sarılanların, kendilerinde muhtemelen bir yakin yoktur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Külliye’de, muhtarlara hitaben, ‘Lozan’ın zafer diye yutturulduğunu’ söyleyince hemen birtakım teoriler atıldı ortaya…
Güya gündemi değiştirmek için Lozan’ı ortaya atmış Cumhurbaşkanı…
OHAL konuşulmasın, ekonomi konuşulmasın falan diye…
Hayret! Hala anlaşılmamış Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın memleketteki herhangi bir konuyu konuşma veya tartışma konusunda sıkıntısı olmadığı.
Gerçi Lozan’ın tartışılması lüzumludur. Keşke tartışılabilse.
Tartışılması için bilinmesi gerekir.
Bilen var mı Lozan’ı?
İsmet Paşa biliyordu, anlatmadan göçtü gitti.
Mustafa Kemal mutlaka biliyordu. Anlatmadı.
Yoo! İkisi de anlattı.
Anlattıkları madalyonun bir yüzüydü.
Öteki yüzünden kimsenin haberi var mı?
Rivayetler var. Aslı nedir bilmiyoruz.
Mesela İsmet Paşa’nın Lozan’da Hilafetin kaldırılmasına karşı çıktığı söyleniyor.
Doğru mudur?
Mantığı var. Hilafeti elinde bulundurmak bir gücü elinde bulundurmak demektir ve İsmet Paşa’nın yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin bu güçten mahrum edilmesine karşı çıkması anlaşılabilir.
Fakat Hilafetin savunulması, yeni Cumhuriyet’in İslam’a karşı aşırı derecede mesafeli duruşuyla açık bir biçimde çelişiyor.
Bir görüşe göre, yeni Cumhuriyet’in ezanı Türkçeleştirmesinin, Kur’an-ı Kerim’i namazlarda dahi Türkçe okutmaya çalışmasının sebebi Lozan’dır.
Türk müziğini yasaklaması da öyle.
‘Atatürk’ün sevdiği şarkılar’ diye bir şey var. Hepsi güzel şarkılar.
Çok sevdiği halde niye yasakladı Türk müziğini?
Bu görüşlerin hiçbirini vesikayla teyit etmemiz mümkün değil.
Belki ‘galipler’ Türkiye’nin Misak-ı Milli haricindeki Müslümanlarla ve Türklerle irtibatını asgariye indirmek istediler.
Lozan, daha çok toprak kayıpları üzerinden tartışılıyor.
Lozan konferansı sırasında TBMM’de Musul’un, Kerkük’ün, Batı Trakya’nın, Hatay’ın, Batum’un, Kıbrıs’ın, Ege Adaları’nın verilmesi hararetle tenkit ediliyor.
Yine bir görüşe göre, 1. Meclis Lozan’ın kabulünde bir müşkilat çıkmasın diye feshediliyor.
İkinci Meclis’e muhaliflerden hiçbiri alınmıyor.
Bir tarih tezini, bir ‘teori’yi savunma peşinde değilim. İşittiklerimi, okuduklarımı aktarıyorum.
Mamafih, şu hakikati de unutmamamız lazım.
Savaş bitti ve biz yenildik.
Yemen’de galiptik. Kafkas cephesinde durumu toparlamıştık, Bolşevik İhtilali de işimize yaradı Ruslar çekildi.
Ama Suriye’de, Irak’ta, Ceziretü’l Arab’ın büyük kısmında maalesef kaybettik.
Mağlup taraftaydık.
Sevr’i imzaladık mı imzalamadık mı hala tartışılıyor.
İmzalamadıysak bile ülkemizin büyük kısmı Sevr’e uygun bir şekilde işgal edildi. Vatanımız galipler tarafından paylaşıldı.
Son bir gayretle bir Kurtuluş Mücadelesi verdik. Ve ardından Lozan’ı imzalamaya muvaffak olduk.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belirttiği gibi Lozan, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusudur.
Bir var olma belgesidir.
Belki o günlerde elde edebileceğimiz en iyi şey Lozan’dı.
Bunların gerçekliğini retorikle, teorilerle tespit edemeyiz.
Tarihçiler bir tezi ispat etmek için değil, gerçeği ortaya çıkarmak için çalışırlarsa belki öğreniriz.
Fakat gerçekler de her zaman insanları mutlu etmiyor!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.