Müslüman İki Defa Dolandırılmaz
SAF Müslüman, din sömürücüleri tarafından bir kere dolandırılabilir ama ikinci defa dolandırılırsa, saf olmaktan çıkar, salak ve ahmak olur.
Bir Müslüman ki, bin defa dolandırılıyor, yine de akıllanmıyor, onun Müslümanlığına ne demeli
Resulullah Efendimiz buyuruyor: “Mü’min bir delikten çıkan (zararlı zehirli mahluk) tarafından ikinci defa sokulmaz.”
Mü’min firasetlidir, Resulullah (Salat ve selam olsun ona) “Mü’minin firasetinden çekininiz, çünkü o Allah’ın nuruyla görür” buyurmuşlardır.
Bugün ülkemizde Müslümanım diyen ama İslam’ı yeteri kadar ve doğru olarak bilmeyen milyonlarca kimse vardır. Birtakım din sömürücüsü eşkıya ve haşarat bu saf vatandaşları dolandırmakta ve çarpmaktadır.
Müslüman halkın ve bilhassa gençliğin dinî konularda mutlaka iyi eğitilmesi gerekir.
Bu konuda bazı uyarılarda bulunmak istiyorum:
1. Kur’ana uyan, Resulullahın yolundan giden gerçek ve râsih ulema, şahsî menfaatleri için Müslüman halktan para toplamaz.
2. İman, İslam, Kur’an, Sünnet, Şeriat ve tasavvuf hizmetleri karşılığında para alınmaz. Bunlar Allah rızası için ihlasla yapılır. Bir adam Yaratan için yaptığını iddia ettiği hizmet için yaratıklardan para istiyor ve alıyorsa bilin ki o çok tehlikeli ve zararlı bir münafıktır.
3. Din hizmeti gören imamların, müezzinlerin, vaizlerin, müftülerin, Kur’an ve din öğretmenlerinin; geçimlerini sağlamak için maaş almalarına fetva ve ruhsat verilmiştir ama bu kişilerin bu yolla zenginleşmelerinin, lüks bir hayat sürmelerinin ne fetvası vardır, ne ruhsatı.
4. Her hâl ü kârda muttaqi Müslümanlar din, iman, Kur’an hizmetlerini azimet yolunda yürüyerek ücretsiz yapar.
5. Müfessirlik icazeti olmayan bir kimsenin, sırf (yahut öncelikle) para kazanmak için kendi re’y ve hevası ile Kur’an tercümesi, meali, tefsiri yazması haramdır, münafıklıktır.
6. Hiçbir tarikat, cemaat, grup, parça, dernek, vakıf Şeriata ve fıkha aykırı olarak zekat toplayamaz.
7. Zekatlar, Kur’an-ı kerimde açıkça belirtilmiş olan sekiz sınıf insana (gerçek şahsiyete) temlik suretiyle verilir.
8. Herhangi bir kuruluşun zekat toplaması, bunları genel bütçesinin havuzuna koyması ve kendi keyfine göre harcaması asla caiz olamaz.
9. Şeriat, zekat parasıyla cami bile yapılamayacağını bildiriyor.
10. Yapılması mutlaka gereken birtakım hayırlı işler, zekat parasıyla değil, başka sadaka ve yardımlarla yapılmalıdır.
11. Hiçbir gerçek ve samimî İslam alimi, dinî hizmetleri şahsî veya siyasî prestijine ve nüfuzuna âlet etmez.
12. Gerçek âlimler, gerçek şeyhler, gerçek hizmetkarlar; Kur’anın ve Sünnetin yasaklamış olduğu lüksten, israftan, gösterişten, gurur ve kibirden, tantanadan, şaşaadan, debdebeden uzak dururlar.
13. Bir menkıbe: Hem büyük bir müctehid, hem râsih âlim, hem veli, hem örnek bir muttaqi mü’min olan İmam Şâfii’ye, hayırsever bir zat bir miktar para göndermiş, lütfen bunları Mekke’nin muttaqi fakir ulemasına dağıtınız demiş. Âilesi geçim sıkıntısı çeken İmam hazretleri bu parayı ihtiyaç sahiplerine dağıttıktan sonra, tanıdığı birisi ona sormuş: “Siz büyük sıkıntı içinde olduğunuz halde bu paradan kendinize niçin bir pay ayırmadınız..” Şu cevabı vermişler: “Düşündüm ama muttaqi şartı olduğu için cesaret edip alamadım…”
14. Bugün Türkiye’de din sömürücülüğü büyük ve genel bir belâ haline gelmiştir.
15. Bunun mutlaka önlenmesi gerekir.
16. Önleyebilmek için Müslüman halkın uyarılması şarttır.
17. Din sömürüsünün önlenmesi için Ümmet birliği ve bu tek Ümmetin başında râsih ve muttaqi bir İmam’ın bulunması, halkın bu zata biat ve itaat etmesi gerekir.
18. Din ve mukaddesat sömürücülerine lânet olsun.
19. İmana, İslama, Kur’ana, Sünnete, Şeriata, Tarikata, mukaddesata; ihlasla, ücretsiz, doğru dürüst hizmet edenlere, ücretlerini Hak teala hazretlerinden isteyenlere ve bekleyenlere selam olsun. 18.10.2016