Büyük annem, ölünün ardından kötü söz söylenmez, ölen kişinin hataları dile getirilmez derdi. Peki, ölen bir cani ise ne olacak İşte o zaman her şey değişiyor. Canı yanan kimseler bir yandan depreşen acılarını bastırmaya çalışıyor diğer yandan caniyi büyük mahkemeye Allah’ın adaletine havale ediyorlar. Caninin ölümü, susturulan dillerin, toprakları ve kültürel değerleri işgal edilen insanların içine su serpiyor ve mutlak adalet tecelli ediyor. Kültürümüzde cenaze kalkmadan önce rahmetliyi nasıl bilirdiniz diye sorulur. E-posta adresimden ulaşarak duygularını benimle paylaşan bir genç, “ŞimonPeres’in cenazesinde canı yanan Müslümanlara bu soru sorulmuş olsaydı cevabı ne olurdu” diye sormuş. Genç arkadaşıma cevabım şudur: Biz ŞimonPeres’i bir katil olarak biliriz.
Peres’in ölümü bizlere iki duyguyu aynı anda yaşattı. Caninin büyük mahkemede hesap verecek olması elbette içimizi rahatlatan bir durum. Fakat ölümü ile birlikte katilin karanlık icraatları yeniden su yüzüne çıktı ve acılarımız depreşti. Nitekim ŞimonPeres Filistin sorununun çözülmesinin önündeki en büyük engellerden biriydi. 1996 yılında Kana katliamının emrini vermiş ve onlarca insanın katledilmesine neden olmuştu. İşgal yönetiminin kurucusu Gurion tarafından 1956 yılında Süveyş savaşının planlanması ve aktive edilmesi için Fransa’ya gönderilmişti. Peres bu gizli görüşmede işbirlikçileriyle birlikte karanlık eylemlerin planlarını yapmış ve Filistinlilerin üzerine bombalar yağdırmıştı. Peres’in karanlık icraatlarından biri de Gazap Üzümleri adı verilen kanlı operasyondur. Gazap üzümleri operasyonunda binlerce insan katliama maruz kalmış, evlerinden çıkarılmış ve BM’nin kamplarına sığınmıştır. Bu dönem Kana kampına düzenlenen saldırı sonucunda çoğu çocuk olmak üzere 102 sivil katledilmiştir. Peres Cumhurbaşkanlığı döneminde Filistinli Müslümanların üzerine füzeler yağdırmış Gazze’de düzenlediği kanlı saldırıda 1133 Müslümanın ölümüne neden olmuştur. İsrail 1967’de Batı Şeria, Gazze ve Golan tepelerini işgal etmiş, işgal sonrası buraya Yahudi yerleşimcilerin gelmesini desteklemiştir. Sözde Filistin sorununun çözümü için Oslo anlaşması yapılmış, Peres bu anlaşmaya katkı sağladığı gerekçesiyle ödüle layık görülmüştür. Oysa ne yapılan anlaşmalar ne uzlaşma çalışmaları Filistinli halkın dramına bir çözüm getirebilmiştir. Katil ödülü aldıktan sonra sivil halkı katletmeye devam etmiştir. Peres Gazze’ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine Uluslararası sularda düzenlenen operasyonda on insanımız şehit edildiğinde cumhurbaşkanıydı. Bu vahim olayda Filistinli kardeşlerimize destek vermek için yola çıkan insanlarımız şehit edildiler. Büyük annem hayatta olsaydı binlerce insanı katleden bu caninin arkasından da mı konuşmayacağız diye sormak isterdim. Ama hayatta değil…