İyi Müslüman Kendisine İyi Demez
* HER Müslüman iyi, vasıflı, güçlü, gerçek Müslüman olmak için nasıl çalışılması gerekiyorsa, var gücüyle çalışsın, vazifelerini tastamam yapsın ama kesinlikle ben iyi ve kâmil Müslümanım demesin. Bir kimsenin kendisine iyi Müslüman demesi, onun iyi Müslüman olmadığının göstergesidir.
* İstanbul âhir zamanda küffarın eline geçecek, bilahare Mehdi tarafından savaşsız olarak geri alınacaktır. Bu konuda sağlam haberler ve rivayetler bulunmaktadır. Mülk Allah’ındır. Emanetler, onlara hıyanet edenlerden alınır.
* Onların keramet olarak sergiledikleri, reklamını yaptıkları, övündükleri harikaların, dünya başarılarının; keramet değil, istidrac olduğu çok açık şekilde anlaşılmıştır.
* İslama, Kur’ana, Şeriata kesinlikle aykırı olan kötü, çirkin, münker şeyleri beğenmek, onlardan razı olmak, onları iyi bilmek küfre götürür.
* Ayasofya’nın müze yapılması meşru olmayan zâlimâne bir tasarruftur, hukuken, şer’an, kanunen geçerli değildir. Âhir zamanda Ayasofya tekrar cami haline getirilecektir.
* Taqiyye ve kitman yaparak Mutezile fırkasına mensup olduğunu gizleyen o adam Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanlarını aldatan bir sahtekardır. Mademki, kendisine göre Mutezile fırkası haktır, bunu açıkça beyan etmesi gerekir. Müslümanları aldatmaya hakkı yoktur.
* İslam’ın içini boşaltarak Sünnetsiz, Şeriatsız, fıkıhsız bir din türetmek isteyenler, Deccal’a ve Tağut’a hizmet eden hainlerdir.
* “Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bunlar, biri dışında Cehennemliktir…” sahih hadîsini inkar etmek dinsizliğe köprüdür.
* İslamî cemaatler, tarikatler, fırkalar, vakıflar; holdingler, bankalar, dev anonim şirketler gibi ticaret yapmamalıdır.
* Diyanet İşleri Başkanlığı, aslî vazifeleri ile meşgul olmalı, büyük veya küçük ticaret yapmamalıdır. Hac ve turistik umre seyahatlerini özel kurumlara bırakmalıdır.
* Şeriat elden gitti, Din elden gidiyor, İman tehlikede… Bu büyük felaketin farkında olmayanlar gaflet içindedir.
* Camilere WC yaptırmak, minarelere hoparlör takmak, kalorifer, klima, meşruta gibi işler islamî, Kur’anî hizmet değildir. Müslümanların paralarını bu işlere yönlendirenler sorumlu olur, vebal altında kalır.
* Birçok Avrupa ülkesinde ihtida (İslam’a geçiş) vak’aları hızla artıyor. Paris’teki Charlie hadisesinden sonra İslam’dan uzaklaşma değil, ona yaklaşma oldu.
* Bulgaristan’ın peçeyi yasaklaması din hürriyetine indirilmiş bir darbedir.
* Üç yüz kelimelik çarşı pazar sokak günlük iletişim Türkçesiyle çok karmaşık sosyal, kültürel gelişmeleri anlamak mümkün değildir. Anlamak için en az otuz bin kelimelik zengin yazılı edebî kültür Türkçesini bilmek gerekir. Bununla da bitmez. Çok güçlü bir lise tahsili yapmış olmak da icab eder.
* Şeriata aykırı tarikat sapıklık olur. Gerçek tarikat, Şeriat temelleri üzerine bina edilmiş olmalıdır.
* Kur’ana, Sünnete, Cemaata uygun doğru itikada sahip olmayanlardan İslam evliyası olmaz, şeytan evliyası olur.
* Uyanık ve vasıflı Müslüman günahları ve kusurları dolayısıyla üzülen ve tevbe edendir. Tevbesiz kimse Müslüman olabilir ama iyi Müslüman olamaz.
* Kendisine zekat vermek farz olup da, zekatını ya hiç vermeyen yahut tamamen vermeyen veya Kur’ana Sünnete Şeriata ve fıkha uygun şekilde vermeyen kimseler gafil, fasık, facirdir. Bunların uyarılması, aydınlatılması, bilgilendirilmesi gerekir.
* Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha, İslam ahlakına göre zekat almaması gereken kimseler zekat alırlarsa din haini olurlar.
* Şeriat, cami yapımı için zekat parası verilmesine veya alınmasına izin vermez.
* Kurban kesmeyen Müslüman bir toplum kendi kanını dökmüş, kendi canına kıymış olur.
* İslama, Kur’ana, Sünnete, Şeriata aykırı tesettür olmaz. Erkeklerin kötü bakışlarını, üzerine çeken; rengarenk, çarpıcı, alaca bulaca, zilli telli tesettür islamî değildir, şeytanîdir. Şeytanî tesettürle para kazananlar ateş biriktirmektedir.
* Hiçbir şahsın, derneğin, vakfın, kuruluşun çirkin cami binası yaptırmaya hakkı yoktur. İslam güzellik dinidir. Allahü teala güzeldir, güzeli sever; camilerimiz, evlerimiz, şehirlerimiz, kılık kıyafetlerimiz, serpuşlarımız, yaşayışımız da güzel olmalıdır. Kemalist bir okul binası çirkin olabilir ama bir İslam ve Kur’an okulu binasının çirkin olması asla kabul edilemez. Ellerine geçen maddî imkanlarla sanatsız camiler, çirkin okul binaları yaptıranlar vebal altındadır. Bilenlere danışmış olsalardı, aynı paralarla güzel binalar yapabileceklerdi.
* Bütün İmam-Hatip mekteplerinde, İlahiyat fakültelerinde, öğrencilerin yüzde yüzünün (bir eksik olmamak şartıyla) farz namazları, okul camiinde, okul imamının ardında cemaatle kılmaları gerekir. Namazsız din mektebi, din öğrencisi olmaz.
* Gücü yetenlere, imkanı olanlara…) Az da olsa, Allah rızası için ihlasla hayır hasenat yapınız. Sadaka belaları def’eder. buna hepimiz çok muhtacız.
* Biz Müslümanlar doğru dürüst Müslüman olsaydık, Türkiye bugünkü duruma düşmezdi.
* Yazık ki, Türkiyeli Müslümanlar Suriye’deki faciadan ibret alıp da derlenip toparlanamadılar.
* Türkiye’de yüz bine yakın cami varmış. Bir yüz bin cami daha yaptırsak, bunların kubbelerini altınla yaldızlatsak; tek bir Ümmet haline gelmedikçe, râşid ve kâmil bir İmam’a biat ve itaat etmedikçe, Kur’an Sünnet ve Şeriata uymadıkça, ezanlar okununca camileri doldurup ehil imamlar ardında namaz kılmadıkça, cihad fi sebilillah yapmadıkça, din düşmanlarından daha bilgili ve kültürlü olmadıkça, Allaha iltica etmedikçe, Sünnet-i seniyeye sarılmadıkça, ahlaklı ve faziletli Müslümanlar olmadıkça, kendimizi ıslah etmedikçe kurtulmamız mümkün olmaz.
06.11.2016